İsveçli bir şirket, yıkama istasyonlarındaki atık suyu temizleyen yeni bir teknik geliştirdi. Bu yöntem mevcut uygulamalara kıyasla daha fazla miktarda yıkama suyu işleyebiliyor. Üstelik maliyeti çok düşük...
Küresel iklim değişiminin etkileri her geçen gün etkisini daha çok hissettiriyor. Değişim bu hızla giderse tüm dünyayı politik ve ekonomik olarak etkileyecek. Zaten birçok ülkede şimdiden susuzluk ve kuraklık sorunu kendini göstermeye başladı. Türkiye’de yazları her geçen yıl biraz daha kurak geçiyor...
Evet, Türkiye ciddi bir su sorunuyla karşı karşıya. Barajlardaki su seviyesi giderek daha da düşük seviyelerde oluşuyor. Su tasarrufu hiçbir dönemde olmadığı kadar önem kazandı. Yerel yönetimler sürekli su tasarrufu konusunda gayret gösterilmesini öneriyor. Aksi takdirde özellikle büyükşehirler de su kesintileri başlayacak.
Durum böyle olunca, şebeke suyuyla halı ya da araba yıkanması gibi gelenekler trajikomik bir görüntü oluşturmaya başladı. Halen ülkemizde binlerce araç yıkama istasyonu var. Şimdi bazı belediyeler, şebeke suyu kullanan araba yıkama istasyonlarının kapatılması yönünde hazırlıklara başladı.
Araba yıkama istasyonları ise kurtuluşu kuyu ya da depo yapmakta arıyor. Ancak bir seçenek daha var. İsveç’te faaliyet gösteren bir şirket, araba yıkama istasyonlarındaki atık suyu temizleyen yeni bir teknik geliştirdi. Söz konusu yöntem mevcut uygulamalara göre daha verimli.
Filtre Ömrü 2 Yıl
Bir tank içerisine gerekli maddeler doldurularak araba yıkama istasyonlarında yer altına yerleştiriliyor. Örneğin, yılda 5·6 bin araç yıkayan bir istasyon için 10 metreküp bir hacim yeterli. Kirliliğe neden olan maddeler, bu tanktaki filtrenin üzerindeki kömür parçalarına ve geri dönüşümlü küle tutunuyor. Ardından da substratın içinde çözünüyor.
Aslında sistemin işleyişi son derece basit. Kendi kendine çalışıyor. Herhangi bir arıza durumunda kısa mesaj yoluyla acil durum ç.ağrısı yapıyor. Sistemin entegre edilmesi birkaç ·gün sürüyor ve mevcut yıkama işlemi bugünlerde çalışmaya devam edebiliyor. Sistemin bakımı yılda 2 kez yapılıyor. Piltreninse 2 yılda bir değiştirilmesi gerekiyor. Özetle arıtılan su çevre kirliliğine neden olmadan doğaya karışıyor. Ya da istenildiği takdirde tekrar kullanılabiliyor. İsveçli şirket, söz konusu sistem için Türkiye’de ortak yatırım arayışı içinde. Bir yandan da sistemi ülkemizde pazarlayacak distribütör aranıyor.
Kaynak: Para Dergisi / Ersan Çıplak
http://www.paradergi.com.tr/
0 yorum:
Yorum Gönder