Psikolojik hastalıklar gündelik hayatımızı etkilediği gibi iş yaşamımızı da etkiliyor. Bu etkiler ilk başlarda çok gün yüzüne çıkmasa da, bir süre sonra birtakım olaylarla hissedilmeye başlıyor. Özellikle panik atak günümüzde adını sıklıkla duyduğumuz rahatsızlıklardan biri. Belki de başta geleni. Baş dönmesi, dengesizlik, çarpıntı, terleme, titreme, boğulma ya da nefes alamama hissi, göğüste ağrı veya rahatsızlık, bulantı veya karında rahatsızlık gibi belirtileriniz varsa siz de bu gruptansınız. Hatta kontrolünü kaybetme ya da delirme korkusu, dahası ölüm korkusu... Peki panik atak ile başa çıkılabilir? Özellikle iş arkadaşınız böyle ise ne yapılabilir?
Memory Center Nöropsikiyatri Merkezi’nden Psikiyatri Uzmanı Dr. Semra Kaya Baripoğlu hastalıkla ilgili bilgi verdi. Panik atak görünür bir neden yokken, aniden başlıyor ve genellikle hızlı bir şekilde, 10 dakika veya daha kısa bir sürede en şiddetli noktaya ulaşıyor. Yaklaşık 15-20 dakika sürüp sona eriyor. Ancak bazen yalnızca 1-2 dakika, bazen de bir saatten daha uzun olabiliyor.
Panik ataklı ne hissederAtak sırasında kişi şu duygulara kapılır: “Eyvah kalp krizi geçiriyorum”, “Kalbim ağzımdan çıkacak”, “Boğuluyorum”, “Nefesim kesiliyor”, “Göğsümü bir yumruk tıkadı”, “Dengemi kaybediyorum”, “Bayılacağım”, “Beyin kanaması geçiriyorum”, “Yer ayağımın altından kayıyor”, “Aklımı kaçırıyorum”, “Çıldırıyorum”, “Kontrolümü kaybediyorum”, “Yüz felci geçiriyorum”, “Kollarım benim değil gibi”, “Bacaklarım kopmuş gibi”, “Dizlerimin bağı çözüldü ”, “Tüm vücudum yanıyor, biber sürülmüş gibi”…
Hastalar kalp krizi geçirecekleri, beyninde önemli bir hastalık olduğu, felç olabilecekleri gibi kuşkularla acil servislere başvururlar. Çoğu zaman yapılan ilk tetkiklerde herhangi bir sorun saptanmamış olmasıyla da yetinmeyip daha ileri tetkik arayışları içine girerler. Sorunun psikolojik olduğunun anlaşılıp bir psikiyatra yönlendirilene kadar hastaların çoğu beyin tomografisi, beyin MR’ı, kalp anjiografisi gibi son derece pahalı, zahmetli ve riskli tetkikler yaptırırlar. Atak sonrasında kişide yeni bir atak daha yaşayacağı ya da atak sırasında ortaya çıkan bedensel duyumlarla ilgili yoğun endişe vardır. Aynı korkularla hastaların bir kısmı evde yalnız kalamama, kalabalık yerlere girememe gibi kaçınma davranışı gösterir ki bu durum kişinin mesleki ve sosyal yaşantısını ileri derecede kısıtlayabilir. Örneğin bir üniversite öğrencisi okula ancak babasının eşliğinde gitmeye başlar. Araba kullanamayan, boğaz köprüsünden geçemeyen, otobüse, vapura binemeyen, işini bırakan, ya da yıllarca tatile gidemeyen hastalar vardır.
Ofis içinde panik atakPsikolog Işın Akı’ya göre, panik ataklı çalışan, çalışma ortamında kendini belli eder. Bazı fizyolojik ipuçları verir. Kendini baskı altında hissettiği için patlayacak gibi davranır. Üzerindeki iş sorumluluğunu başka insanlara yönlendirmeye çalışabilir. Grup içinde dikkat çekici davranışları varsa sosyal ortamlardan, grupla çalışmaktan kaçabilir. Örneğin; yalnız bana bir şey olur da kimse yanımda olmazsa, ben bununla (iş veya durum) “nasıl başa çıkabilirim?” diye düşünürse, kendini bir grubun içine atmaya çalışır. Ailesi bu kişideki değişiklikleri görebilir. Sık sık devam eden terleme, iç sıkıntısı tepkileri, acelecilik, bana bir şeyler oluyor duygusu ile aileyi de tedirgin eder. Aile, bu şikayetin fiziksel olabileceğini düşünerek onu doktorlara götürür. Sonunda fiziksel değil psikolojik olduğu ortaya çıkar. Aile de sürekli fiziksel bir şeyin yok diyerek onu ikna etmeye çalışır.
İş görüşmelerinde de belli oluyorBu kişiler, bu özellikleri ile barışık olmadıkları için, durumlarının anlaşılacağından korkarak strese girerler veya bu özellikleri nedeniyle işlerini aksatacakları, iletişim kuramayacakları için de stres yaşarlar. İş görüşmelerinde kendilerini belli ederler. Fiziksel olarak kızarma, kalp çarpıntısı yaratarak onun etkisi ile seste değişme, panik halde olduğu için bakışlara yansıması, göz temasından kaçma, ellerde terleme, bir an önce bu konuşma bitsin gibi acelecilik. Beden duruşu olarak kendine güvensizlik... Anlaşılmak istememe nedeniyle kapalı beden duruşu görülür.
Çözüm ise, psikiyatrik ve/veya psikolojik terapi. Terapilerde, öncelikle bu duruma sebep olan olay-olaylar bulunuyor. Kişilik özelliğine ve soruna göre pek çok terapi tekniğinden en uygun olan uygulanıyor.
Memory Center Nöropsikiyatri Merkezi’nden Psikiyatri Uzmanı Dr. Semra Kaya Baripoğlu hastalıkla ilgili bilgi verdi. Panik atak görünür bir neden yokken, aniden başlıyor ve genellikle hızlı bir şekilde, 10 dakika veya daha kısa bir sürede en şiddetli noktaya ulaşıyor. Yaklaşık 15-20 dakika sürüp sona eriyor. Ancak bazen yalnızca 1-2 dakika, bazen de bir saatten daha uzun olabiliyor.
Panik ataklı ne hissederAtak sırasında kişi şu duygulara kapılır: “Eyvah kalp krizi geçiriyorum”, “Kalbim ağzımdan çıkacak”, “Boğuluyorum”, “Nefesim kesiliyor”, “Göğsümü bir yumruk tıkadı”, “Dengemi kaybediyorum”, “Bayılacağım”, “Beyin kanaması geçiriyorum”, “Yer ayağımın altından kayıyor”, “Aklımı kaçırıyorum”, “Çıldırıyorum”, “Kontrolümü kaybediyorum”, “Yüz felci geçiriyorum”, “Kollarım benim değil gibi”, “Bacaklarım kopmuş gibi”, “Dizlerimin bağı çözüldü ”, “Tüm vücudum yanıyor, biber sürülmüş gibi”…
Hastalar kalp krizi geçirecekleri, beyninde önemli bir hastalık olduğu, felç olabilecekleri gibi kuşkularla acil servislere başvururlar. Çoğu zaman yapılan ilk tetkiklerde herhangi bir sorun saptanmamış olmasıyla da yetinmeyip daha ileri tetkik arayışları içine girerler. Sorunun psikolojik olduğunun anlaşılıp bir psikiyatra yönlendirilene kadar hastaların çoğu beyin tomografisi, beyin MR’ı, kalp anjiografisi gibi son derece pahalı, zahmetli ve riskli tetkikler yaptırırlar. Atak sonrasında kişide yeni bir atak daha yaşayacağı ya da atak sırasında ortaya çıkan bedensel duyumlarla ilgili yoğun endişe vardır. Aynı korkularla hastaların bir kısmı evde yalnız kalamama, kalabalık yerlere girememe gibi kaçınma davranışı gösterir ki bu durum kişinin mesleki ve sosyal yaşantısını ileri derecede kısıtlayabilir. Örneğin bir üniversite öğrencisi okula ancak babasının eşliğinde gitmeye başlar. Araba kullanamayan, boğaz köprüsünden geçemeyen, otobüse, vapura binemeyen, işini bırakan, ya da yıllarca tatile gidemeyen hastalar vardır.
Ofis içinde panik atakPsikolog Işın Akı’ya göre, panik ataklı çalışan, çalışma ortamında kendini belli eder. Bazı fizyolojik ipuçları verir. Kendini baskı altında hissettiği için patlayacak gibi davranır. Üzerindeki iş sorumluluğunu başka insanlara yönlendirmeye çalışabilir. Grup içinde dikkat çekici davranışları varsa sosyal ortamlardan, grupla çalışmaktan kaçabilir. Örneğin; yalnız bana bir şey olur da kimse yanımda olmazsa, ben bununla (iş veya durum) “nasıl başa çıkabilirim?” diye düşünürse, kendini bir grubun içine atmaya çalışır. Ailesi bu kişideki değişiklikleri görebilir. Sık sık devam eden terleme, iç sıkıntısı tepkileri, acelecilik, bana bir şeyler oluyor duygusu ile aileyi de tedirgin eder. Aile, bu şikayetin fiziksel olabileceğini düşünerek onu doktorlara götürür. Sonunda fiziksel değil psikolojik olduğu ortaya çıkar. Aile de sürekli fiziksel bir şeyin yok diyerek onu ikna etmeye çalışır.
İş görüşmelerinde de belli oluyorBu kişiler, bu özellikleri ile barışık olmadıkları için, durumlarının anlaşılacağından korkarak strese girerler veya bu özellikleri nedeniyle işlerini aksatacakları, iletişim kuramayacakları için de stres yaşarlar. İş görüşmelerinde kendilerini belli ederler. Fiziksel olarak kızarma, kalp çarpıntısı yaratarak onun etkisi ile seste değişme, panik halde olduğu için bakışlara yansıması, göz temasından kaçma, ellerde terleme, bir an önce bu konuşma bitsin gibi acelecilik. Beden duruşu olarak kendine güvensizlik... Anlaşılmak istememe nedeniyle kapalı beden duruşu görülür.
Çözüm ise, psikiyatrik ve/veya psikolojik terapi. Terapilerde, öncelikle bu duruma sebep olan olay-olaylar bulunuyor. Kişilik özelliğine ve soruna göre pek çok terapi tekniğinden en uygun olan uygulanıyor.
yenibiris.com
0 yorum:
Yorum Gönder