Eski arkadaşımla birlikte vergi işi yapan bir franchise satın almıştık. Bu franchise’ı seçmiştik çünkü başlangıç maliyeti karşılayabiIeceğimiz bir düzeydeydi ve operasyonunu gerçekleştirebileceğimiz bir işti.
Günlük işimin dışında geleceğe dönük bir yatırım oluşturacak bir şey yapmak istiyordum. Diğer kişilerden ekibe katılmalarını istedim. Onlar da isteğimi yerine getirdiler. Eşim yaptığımı bütün kalbiyle destekledi. Desteğin gösterme yollarından biri olarak, iş yatırımından benim payıma düşeni ödemek için kendi emeklilik fonunu kullandı. Ortaklanırının benden daha fazla esnekliği bulunuyordu çünkü anlaşmanın bir bölümü de benim var olan tam zamanlı işimde çalışmayı sürdürmemi öngörüyordu. Ortaklardan biri gayrimenkul yatırımcısı ve iş sahibiydi. Bir diğeri kamu sektöründen emekliydi. Onlar işi gündüzleri, ben de geceleri yürütüyordum.
İlk vergi dönemimizden 2003 yılında geçtik. Nisan veya Mayıs civarında, işlerin yoğun olmadığı aylarda neler yapacağımızı tartışıyorduk. İlk dönemimiz başarılı geçmişti; yapacağımızı düşündüğümüzden iyiydi ama iyimser hedeflerimizin altında kalmıştık. Daha önce vergi işi yapmamıştık ve başladığımızda bu bizde asabiyete neden olmuştu. Ancak franchise veren şirketin reklamlarında ortaya. Koydukları tutmuştu ve iyi gidiyorduk.
Bankada paramız vardı. Kapatırsak, faturalarımızdan kalanı ödeyebilir ve yılın kalanını da çıkarabilirdik. O ilk yılda mantığa göre değil, adrenalin ve duygularımızla çalışıyorduk. Biz ne düşünüyorduk? Yerimizle ilgili üç yıllık finansal kiralamamız vardı ve kapımızı çalıp bize vergi işi cirosu sağlayacak kimse bulunmadığı için finansal kiralama maliyetini karşılamak için bir şey yapmamız gerekiyordu.
Böylece başka bir işin de aynı derecede iyi gideceğini düşünerek, vergi işini tamamladığını düşündüğümüz çek bozma işine girdik. Hatalıydık. Aynı şey olmadığını kısa sürede anladık. Biz işi öğrenene kadar Eylül geldi ve bankada kalan paramız sadece birkaç bin Dolar’dı. Hala, vergi mevsiminin başlamasında kalan üç ay boyunca genel giderlerimizi ödemenin bir yolunu bulmamız gerekiyordu. Korku ve belirsizlik bize egemen oldu. Nakdimiz tükeniyordu ve bir sonraki vergi mevsimine kadar nasıl idare edeceğimizi belirlemeye çalışıyorduk. Ben işe daha fazla para koymamız gerektiğini düşünüyordum. Daha önce iş tecrübesi yaşamış olan ortağım Aislee Jackson, bunu kesinlikle reddetti. Sönen bir ateşe daha fazla yakıt dökmeyecekti. O, bakış açısını şu sorularla ortaya koydu: Neden para kazanamıyoruz? Düzelme umudu olmadan paramızı hemen bir şeye neden daha fazla para koyayım ki?
Daha fazla yatırımı eklemeden bunu yapmanın bir yolunu bulmamız gerekiyordu. Aislee konuşmaya başlayınca, kötü bir duruma yatırdığımız paradan kazanç elde edemeyeceğimizi fark ettik. Sonunda daha fazla para batırmadan işi çevirmeyi başardık. İkinci işten olabildiği kadar fazlasını kurtararak bu işi kapamak. O telefon konuşmalarını yapmak insana azap çektiriyordu. Bize kredi verenlerle girişimciler gerçekleştirmek zorundaydık. İçlerinde en büyük ikisi, toprak sahibimiz ile telefon şirketiydi. Yerimize kesinlikle ihtiyacımız vardı. Telefonumuza kesinlikle ihtiyacımız vardı. Toprak sahibimizle, kiranın kalanını vergi mevsiminin ilk birkaç ayında ödemek için görüştük. O zaman paramız olacağını biliyorduk. Telefon şirketi ile de aynı anlaşmayı yaptık. Vartayı atlatmıştık. İkinci vergi döneminin başına geldiğimizde, artık duygularımızla hareket etmiyorduk. Reklam vermeye başlamak için hala kendi cebimizdeki paraya güvenmek zorundaydık. Ancak bu yatırım farklıydı. Reklam, parayı savurup batırmak anlamına gelmiyordu. Bir önceki sene işe yaramıştı ve bu satış sağlayarak kazanç getiren paraydı: "Tanınmıştık, güven duyan birkaç kişiye sahiptik ve çok iyi faiz koşullarıyla şahsi kaynak olarak 4 bin Dolar toparlamıştık. Ortaklarımızdan biri yaklaşık 3 bin Dolar yatırdı ve bu parayı koşullara uygun olarak ona geri verdik. Bütün senetleri ödedik.
İkinci vergi dönemi de başarılı geçti. Dersimizi almıştık. Faaliyetimizi, bankada, bir sonraki vergi dönemine kadar harcamalarımızı karşılayacak kadar nakdimiz olarak kapattık. Ne öğrendim:
>>Başarmak için, para, zaman, enerji ve defalarca gerilim yaşamak gerekir.
>>Bazı zamanlarda bir sonraki günü çıkaracağımdan emin olamadım. Ortaklara sahip olmanın yardımı oldu.
>>Başarısızlığa uğramak, inancım konusunda iyi bir sınav oldu ve muhtemelen beni güçlendirdi. Kendinizle ilgili birçok şey keşfediyorsunuz. Tanrıya inancın gücü yardımcı oluyor.
Alman Dersleri Kendi İşinize Uygulama
Günlük işimin dışında geleceğe dönük bir yatırım oluşturacak bir şey yapmak istiyordum. Diğer kişilerden ekibe katılmalarını istedim. Onlar da isteğimi yerine getirdiler. Eşim yaptığımı bütün kalbiyle destekledi. Desteğin gösterme yollarından biri olarak, iş yatırımından benim payıma düşeni ödemek için kendi emeklilik fonunu kullandı. Ortaklanırının benden daha fazla esnekliği bulunuyordu çünkü anlaşmanın bir bölümü de benim var olan tam zamanlı işimde çalışmayı sürdürmemi öngörüyordu. Ortaklardan biri gayrimenkul yatırımcısı ve iş sahibiydi. Bir diğeri kamu sektöründen emekliydi. Onlar işi gündüzleri, ben de geceleri yürütüyordum.
İlk vergi dönemimizden 2003 yılında geçtik. Nisan veya Mayıs civarında, işlerin yoğun olmadığı aylarda neler yapacağımızı tartışıyorduk. İlk dönemimiz başarılı geçmişti; yapacağımızı düşündüğümüzden iyiydi ama iyimser hedeflerimizin altında kalmıştık. Daha önce vergi işi yapmamıştık ve başladığımızda bu bizde asabiyete neden olmuştu. Ancak franchise veren şirketin reklamlarında ortaya. Koydukları tutmuştu ve iyi gidiyorduk.
Bankada paramız vardı. Kapatırsak, faturalarımızdan kalanı ödeyebilir ve yılın kalanını da çıkarabilirdik. O ilk yılda mantığa göre değil, adrenalin ve duygularımızla çalışıyorduk. Biz ne düşünüyorduk? Yerimizle ilgili üç yıllık finansal kiralamamız vardı ve kapımızı çalıp bize vergi işi cirosu sağlayacak kimse bulunmadığı için finansal kiralama maliyetini karşılamak için bir şey yapmamız gerekiyordu.
Böylece başka bir işin de aynı derecede iyi gideceğini düşünerek, vergi işini tamamladığını düşündüğümüz çek bozma işine girdik. Hatalıydık. Aynı şey olmadığını kısa sürede anladık. Biz işi öğrenene kadar Eylül geldi ve bankada kalan paramız sadece birkaç bin Dolar’dı. Hala, vergi mevsiminin başlamasında kalan üç ay boyunca genel giderlerimizi ödemenin bir yolunu bulmamız gerekiyordu. Korku ve belirsizlik bize egemen oldu. Nakdimiz tükeniyordu ve bir sonraki vergi mevsimine kadar nasıl idare edeceğimizi belirlemeye çalışıyorduk. Ben işe daha fazla para koymamız gerektiğini düşünüyordum. Daha önce iş tecrübesi yaşamış olan ortağım Aislee Jackson, bunu kesinlikle reddetti. Sönen bir ateşe daha fazla yakıt dökmeyecekti. O, bakış açısını şu sorularla ortaya koydu: Neden para kazanamıyoruz? Düzelme umudu olmadan paramızı hemen bir şeye neden daha fazla para koyayım ki?
Daha fazla yatırımı eklemeden bunu yapmanın bir yolunu bulmamız gerekiyordu. Aislee konuşmaya başlayınca, kötü bir duruma yatırdığımız paradan kazanç elde edemeyeceğimizi fark ettik. Sonunda daha fazla para batırmadan işi çevirmeyi başardık. İkinci işten olabildiği kadar fazlasını kurtararak bu işi kapamak. O telefon konuşmalarını yapmak insana azap çektiriyordu. Bize kredi verenlerle girişimciler gerçekleştirmek zorundaydık. İçlerinde en büyük ikisi, toprak sahibimiz ile telefon şirketiydi. Yerimize kesinlikle ihtiyacımız vardı. Telefonumuza kesinlikle ihtiyacımız vardı. Toprak sahibimizle, kiranın kalanını vergi mevsiminin ilk birkaç ayında ödemek için görüştük. O zaman paramız olacağını biliyorduk. Telefon şirketi ile de aynı anlaşmayı yaptık. Vartayı atlatmıştık. İkinci vergi döneminin başına geldiğimizde, artık duygularımızla hareket etmiyorduk. Reklam vermeye başlamak için hala kendi cebimizdeki paraya güvenmek zorundaydık. Ancak bu yatırım farklıydı. Reklam, parayı savurup batırmak anlamına gelmiyordu. Bir önceki sene işe yaramıştı ve bu satış sağlayarak kazanç getiren paraydı: "Tanınmıştık, güven duyan birkaç kişiye sahiptik ve çok iyi faiz koşullarıyla şahsi kaynak olarak 4 bin Dolar toparlamıştık. Ortaklarımızdan biri yaklaşık 3 bin Dolar yatırdı ve bu parayı koşullara uygun olarak ona geri verdik. Bütün senetleri ödedik.
İkinci vergi dönemi de başarılı geçti. Dersimizi almıştık. Faaliyetimizi, bankada, bir sonraki vergi dönemine kadar harcamalarımızı karşılayacak kadar nakdimiz olarak kapattık. Ne öğrendim:
>>Başarmak için, para, zaman, enerji ve defalarca gerilim yaşamak gerekir.
>>Bazı zamanlarda bir sonraki günü çıkaracağımdan emin olamadım. Ortaklara sahip olmanın yardımı oldu.
>>Başarısızlığa uğramak, inancım konusunda iyi bir sınav oldu ve muhtemelen beni güçlendirdi. Kendinizle ilgili birçok şey keşfediyorsunuz. Tanrıya inancın gücü yardımcı oluyor.
Alman Dersleri Kendi İşinize Uygulama
>>Doğru kararlar almanız gerekiyor. İşiniz kar etme ya da nakit akışı sağlama konusunda gerçekçi bir fırsata sahip olmadan para kaybediyorsa, o zaman onu kapatmalısınız. Satıştan kazandığınız her dolar için iki sent zarar ediyorsanız, bu, satışınız arttıkça kaybınızın artacağı anlamına gelir. Zararına bir işte satış hacmini artırmak sadece zararı büyütür. Kısa sürede kendinizi, paranın kapıdan girdiğinden büyük bir hızla çıkıp gittiği bir konumda bulabilirsiniz. Sınırsız miktarda nakdiniz olmaması durumunda, işi kapatmanız gerekir.
Kaynak: Ruth King’in "Küçük İşletmeler İçin Büyük Fikirler" adlı kitabından alınmıştır.
Kaynak: Ruth King’in "Küçük İşletmeler İçin Büyük Fikirler" adlı kitabından alınmıştır.
0 yorum:
Yorum Gönder