Liderlerin iletişim örnekleri

8 Şubat 2008 Cuma

Japonların “kalite yönetim kurulundan başlar” sözünü bilirsiniz. İletişim yıllarca “aklına ne gelirse söylemelisin” olarak algılandı. Chrysler’in başkanlarından Jerry Greenworld bir iletişim planında öncülük yaptı. Telefon operatörlerine şu emri verdi: “İşinizi daha iyi yapmak için görüşünüz ne ise en üst kademedeki kişiye ulaşın. Herkes sorununu kademe kademe bir üste iletirse ancak 6 ay sonra ilgiliye ulaşır, bazen de geç kalınmış olunur”.
Olumlu iletişim için her şeyden önce iletişime açık bir çevre kurmalıyız. “Güzel söz söyleme sanatı olduğu gibi, güzel anlama ve dinleme sanatı da vardır” der Epiktotes.
Aile anlamında da iletişim modern toplumların problemi. Levina’ların babası ev halkını toplayarak “Her pazar akşamı yemeğini beraber yiyeceğiz, tüm sıkıntılarımızı, mutluluklarımızı paylaşacağız” dedi ve uyguladı.
İletişimle ilgili Romalı oyun yazarı Pubililus Syrus, 2000 yıl önce “Başkaları bizimle ilgilenince biz de onlarla ilgileniyoruz” demişti.
Ronald Reagon, kariyeri boyunca insanlarla konuşmayı ve dinlemeyi sistem haline getirmişti. Kendine gelen mektupları okur, cevap gerekiyorsa da kendisi yazardı.
A. Lincoln ise problemleri yardımcıları dinlese bile çözümü kendisi bulurdu.
Ford’un yedek parça uzmanı R. Fenstermecher tüm işçi ve çalışanlarına şöyle derdi: “Kapım hepinize açık, kapımın önünden geçerken “merhaba” demeden geçmeyin.”
İletişimin temelinde gerçek güven, paylaşılmış ilgi olmadığı sürece insanlar düşündüklerini sizinle paylaşamayacak, söylediklerinizi özenle dinlemeyecekler.
Reebok’un patronu P. Fireman, işbaşı yaptıktan sonraki 12 yılda piyasada ürünlerin payı arttı. Nedenini soranlara, ”Ben onları aldatmadım, tehdit etmedim, sadece motive ettim” karşılığını verdi. Başlamak zaman, çaba, sabır ister. Siz kovboy gibi yola çıkın, doğru olduğunu görenler gelecektir.
Doğal ihtiyaçlardan sonra Freud’a göre “büyüklük isteği”, yani kendini önemli hissetme hissi ortaya çıkar. Liderler bu özelliği unutmamalıdır.
Kablolu TV yapım fabrikasından Cox Cable çalışanı Brian, hafta sonu gittiği alışveriş merkezinde bir müşteri şikayeti duyar, iletişim bilgilerini alır, Başkan Bill Geppert’e aktarır. Geppert, iş dünyası dergisine verdiği röportajda “Siz çalışanlarınıza iyi bakarsanız onlar da işlerinin başında olmasalar bile sizin işlerinize iyi bakarlar” şeklinde yanıt verir. Eisenhover ise, “Hak ettiğini değil, ikna ettiğini alırsın” şeklinde düşüncelerini ifade eder. Honda Yönetim Kurulu Başkanı ise “Şirketin amaçları, çalışanların amaçları haline gelmedikçe, çalışanlar zamanlarını mola vererek geçirir” cümlesiyle yöneticiliğin nasıl olması gerektiğini açıklar.
kaynak:yenibiriş - Psikolog Dr. Işın AKI

0 yorum: