Çalışma hayatında huzur ve güven

1 Şubat 2008 Cuma

Genel inanışa göre, iş ile ilgili yaşanan tükenmişlik duygusu kişinin kendi ihmal ve kusurlarından
kaynaklanmaktadır.
Ancak yapılan son araştırmalara göre, bu inanış artık geçerliliğini kaybetmektedir. Aşağıda, işte yaşadığınız sıkıntıyı bitirip, çalışmaktan aldığınız keyfi arttıracak bir kaç öneri sıralanmıştır.

Julie, öğrencilerin çok sevdiği bir sekizinci sınıf öğretmeniydi. Oldukça dışa dönük bir insan olan Julia, velilerin çocuklarının öğretmeni olması için yarıştığı, okul yönetiminin de performansını hep en iyiler arasında değerlendirdiği biriydi. Ancak bir gün, bu düşüncelerin hepsini kaybetti. Kendisiyle görüşmek isteyen çok ısrarcı bir veliye, sınıfta öfke içinde bağırıp çağırmıştı.

Veli, “Çocuğum çok başarısız ve bu sizin suçunuz” demişti. Julie’nin verdiği cevap ise, “Velilerin bunda hiç suçu yok öyle mi?” olmuştu. Julie, bu olaydan sonra istifa etmeye karar verdi. Her gün yaşadıkları, zorlanan bir çocuğa yardımcı olmak ya da bir veli görüşmesi yapmak artık onu çok sıkıyordu. Bir gün kendi kendine “Artık buna dayanamıyorum. Burada ter dökmek yerine başka bir şey yapmalı, yaşamaya bakmalıyım” dedi.

Tükenme, günümüzde işyerlerinde karşılaşılan ciddi bir problem haline gelmiştir. Çoğu şirket küçülmeye giderek, dış kaynaklara yönelerek ve yeniden yapılandırmalar yaparak çalışanlarını stres, güvensizlik, değersizlik ve yabancılaşma gibi hislere itmektedir. Mutsuz çalışanların oluşturduğu fatura ise, hem şirketler ve hem de çalışanlar için oldukça yüksek olmaktadır. Çünkü tükenmiş çalışnalar, ellerinden gelenin en iyisini yapmak yerine, minimal düzeyde performans sergilemektedirler.

Çalışma yaşamı içinde, tükenmişlik kişinin kendi hatası olarak görülmekteydi. Tükenme yaşayan kişilerin yeterli olmadıkları ya da tutumlarında bir uyumsuzluk olduğu düşünülmekteydi.

Şu an eldeki veriler ise, bilinenin tam aksi yönüne işaret etmektedir. Araştırmacılar, son 20 yılda,tükenme üzerine yoğunlaşarak bir çok anket uygulamış, bir çok çalışma yapmış ve Maslach Tükenmişlik Envanterini geliştirmişlerdir. Bu envanter ile de insanların İşleri ile ilgili olarak neler hissettiklerini ve birlikte çalıştıkları kişilerle nasıl ilişkiler kurduklarını görmeye çalışmaktadırlar.

İstatistiki analizler, göstermiştir ki; insanların tükenmiş hissetmelerine sebep olan şey, birlikte çalışılan kişiler değil; çalışma ortamlarıdır. İşyeri, yapılacak işin insani yönünü gözden kaçırıyorsa ya da insan üstü bir emek gerektiriyorsa, çalışanlar kendilerini aşırı yoğun, bitkin ve tabi ki de tükenmiş hissedeceklerdir. Tek başına, kişinin kendi kendisini geliştirme çabası da bu noktada işe yaramayacaktır.

Eğer siz de çalıştığınız işin sizi boğmaya başladığını hissediyorsanız, size daha uygun bir çalışma ortamı oluşturabilmek için işvereniniz ile ne tür bir anlaşma yapmanız gerektiğini düşünmeye başlamalısınız.

Yapılan son araştırmalar, çalışan mutluğubu meydana getiren 6 adet kilit noktaya dikkat çekmektedir: Altından kalkılabilecek ölçüde iş yükü, kontrol hissi, ödüllendirilme imkanı, sosyal hissetmek, iş yerindeki adaletten ve paylaşılan değerlerin ortaklığından emin olmak. Bu sayılanlar çalışma ortamınızda oldukça, işinizle ilgili tükenme yaşamayacağınız söylenmektedir.

1. İş Yükü:

Tükenme: Yapılacak işin çok fazla olması, buna karşın zamanın ve kaynakların yeterli olmaması, çalışan kişiyi bunaltacak ve kapasitesinin dışında efor sarfetmesine sebep olacaktır.

Sakin olun: İş yükü, kontrol edilebilecek ve düzenlenilebilecek bir durumdur. Gerekli ayarlamaların yapılması da ,size işinizin gereklerini tam olarak yerine getirebilme ve hatta yeni fırsatlar için atılımda bulunabilme imkanı sunan bir ortam meydana gelmesini sağlayacaktır.

2. Kontrol:

Tükenme: Katı yönetim politikaları ya da kaotik bir çalışma ortamı çalışnaların ellerindeki işe odaklanmalarını engelleyecek ve verimi düşürecektir.

Sakin olun: İş yerinde üstlendiğiniz projeler hakkında karar verme, problem çözme ve olası sonuçları değerlendirme yeteneklerini kullanma hakkınız her zaman bulunmaktadır.

3. Ödül:

Tükenme: Belki aldığınız maaş düşükya da belki hiç bir zaman iş vereniniz size zam vermekten bahsetmedi.. bu durum da size yaptığınız işin değersiz olduğunu hissettirmekte. Mutsuz ve tatminsizsiniz.

Sakin olun: Geliriniz daha yüksek olduğu zaman işinizle daha fazla gurur duyacaksınız. Yaptığınız iş dehem size hem de çevrenizdekilere daha değerli gelecektir.

4.Sosyallik:

Tükenme: Çalışma arkadaşlarıyla yaşanan gerginlikler size öfke, korku, kaygı ve şüphe gibi şeyler hissettirecektir. Ancak, çalışma arkadaşlarınızdan uzak durmanız da onaylanacak bir davranış olmayacaktır.

Sakin olun: Sevdiğiniz ve saygı duyduğunuz kişilerle fikirlerinizi paylaşın, konuşun ve şakalaşın. Bu sayede çok daha yoğun bir motivasyon, takım ruhu ve destek sağlayabilirsiniz.

5. Adalet:

Tükenme: İş yerinizde, bir yandagerçekten çalışan, bir yanda ise oturduğu yerden para kazanan insanların bulunması olasıdır. Ya da belki çalıştığınız şirket zamları ve terfileri dengesiz biçimde uyguluyordur. Dengesizlik hangi konuda olursa olsun, bu durum size kendinizi değersiz ve güvensiz hissettirecektir.

Sakin olun: Ofis içersindeki saygı ve adalet, sizin kişisel olarak insani değerinizi de etkiler, bu bir gerçektir. Çalışanlar arasındaki temel saygı ise, birliktelik hissiyatını veren temel öğelerden biridir.

6.Değerler:

Tükenme: Kimi zaman işleri, çalışanların etik olmayan ya da kendi kişisel değerleriyle çelişen davranışlarda bulunmasına sebep olabilmektedir (satışları arttırmak için bir tezgahtarın yalan söylemesi gibi). Kişi kimi zaman kendisini, çalıştığı şirket söylediklerinin tam zıttı yöne atılımlarda bulunduğunda, çatışan değerler karşısında bulabilir. Her iki halükarda da, çalışanın, yaptığı işle ilgili olarak kendisini kötü hissetmesi sıklıkla karşılaşılan bir durum olacaktır.

Sakin olun: Yaptığınız iş sizin için bir anlam taşıdığı ve kişisel değerlerinizle örtüştüğü zaman, işiniz vasıtasıyla edindiklerinizden daha fazla tatmin olur ve gurur duyarsınız.

Tükenmenin Önlenmesi

· Bir kişiden başlayın: Tüm iş yerinizi tek başınıza değiştiremezsiniz ama bir liderlik rolü üstlenerek iyi bir başlangıca vesile olabilirsiniz. Bu da şu anlama gelmektedir: Araştırma yapmalı, diğerlerini de yanınıza katarak işbirliğine geçmelisiniz. Bu sizin açınızdan çok fazla emek ve kararlılık gerektirecek bir durum olacaktır. Aynı zamanda eleştirilme riski de her zaman bulunacaktır. Bunu hiç aklınızdan çıkarmamalı ve zorluklardan yılmamalısınız, çünkü sonuçları buna değecektir.
· Durumu bir grup projesi olarak ele alın: İstediğiniz etkiyi yaratabilmek için, sizin gibi düşünen iş arkadaşlarına ihtiyacınız vardır. Oluşturduğunuz grup öncelikle hangi sorunlar üzerinde durulacağına dair bir fikirbirliğine ulaşmalıdır. Sonrasında ise, bu sorunları çözmek için bir öncelik sırası konusunda anlaşılmalıdır. Bu aktivite planı içinde grup üyeleri birbirini desteklemeli, ve değişime hazır olunmalıdır.
· Hareketi durdurmayın: Bir seferde tek problem üzerinde durun. Tükenmişliği meydana getiren bir etken seçip bunun olası çözümlerini gözden geçirin. Elde ettiğiniz sonuçlar sizi oldukça şaşırtacaktır. Çünkü yukarıda bahsettiğimiz bu altı adım, birbiriyle bağlantılı etkilere sebep olacaktır. Birisi üzerinde kaydettiğiniz ilerleme, diğerlerinde de gelişmeler görmenizi sağlayacaktır. Sorunlarınızı dürüst ve adilce çözmek, birbirinize olan bağınızı da güçlendirecektir.
· Süreçteki gelişimi vurgulayın: Problem çözme süreci, mutlu sona ulaşmaktan daha önemli bir yerde durmaktadır. Önemli olan sürekli ilerlemeye yönelik fikirler oluşturmaktır. Çünkü tam sorunu çözdüğünüzü düşündüğünüz anda, sonraki zamanlarda bir başka engelle karşılaşabilir ve aslında problemi çözememiş olduğunuzu fark edebilirsiniz. Bu noktada ihtiyacınız olan şey, ileriye dönük ilerleyen bir temel oluşturabilmektir. Saydığımız altı etken üzerinden geçerek tükenme potansiyelinizi ve oranlarınızı kontrol etmeyi bir alışkanlık haline getirin. Bir kez başladığınız zaman, süreç kendiliğinden bir yol çizerek sizi değişime ulaştıracaktır.
http://www.veritaspsikiyatri.net/

0 yorum: