Ürün Geliştirme ve Pazarlamada Hedef

24 Ocak 2008 Perşembe


Tarıma dayalı sanayileşmenin örneklerinden birini İzmir’de yaşatan Fersan Fermantasyon, yılda 28 bin ton sirke, 10 bin ton salatalık turşusu, 2 bin 500 ton şalgam suyu ve 1000 ton Meksika biberi üretiyor, 25 milyon dolar ciro yapıyor. Büyük holdinglerde üst düzey yönetici olduğu sırada, 1986’da firmayı kapanmak üzereyken devralan Arcan Çelengil, 5 yılda ciroyu 50 milyon dolara çıkarmak istiyor.
Tarım ülkesi Türkiye’nin daha fazla ’tarıma dayalı sanayicilik yapan’ firmalara ihtiyacı var. İzmir’de yılda 28 bin ton sirke, 10 bin ton salatalık turşusu, 2 bin 500 ton şalgam suyu ve 1.000 ton Meksika Biberi üretim kapasitesiyle yılda 25 milyon dolar ciro yakalayan Fersan Fermantasyon Ürünleri Sanayi ve Ticaret A.Ş., (Fersan Fermantasyon), istikrarlı büyümeye devam ediyor. Çok ortaklı bir yapıda kurulan şirketi, 1986’da kapanmak üzereyken devir alan Arcan Çelengil, 5 yılda ciroyu 50 milyon dolara çıkarmak istiyor.
Çelengil, Türk sanayisinin devlerine danışmanlık ve Eczacıbaşı’nda üst düzey yöneticilikle geçen girişimcilik öncesi hayatının, girişimciliğe çok iyi bir hazırlık dönemi olduğunu söylüyor ve şöyle başlıyor anlatmaya: "İstanbul doğumluyum ama aslen İzmirliyiz. Babam memurdu, Tariş’te çalıştı ve oradan emekli oldu. Dedelerim ise Aydın’da tarımla uğraşan insanlardı. İlk, orta, lise tahsilimi İzmir’de tamamladıktan sonra Üniversite için İstanbul’a geldim ve kimya okudum. Brezilya’da 2 yıl kimya mühendisi olarak çalıştım. Türkiye’ye döndükten sonra 1972’de BP’de Bursa’da işe başladım. Makine yağı harmanlamada mühendis olarak çalıştım. Sonra Sevk ve İdare Derneği kanalıyla, Ford Vakfı bursuyla yurt dışında eğitim imkanı yakaladım. Sonra da bu dernek bünyesinde danışman olarak 4 yıl çalıştım. Türkiye genelinde büyük küçük onlarca sanayi kuruluşuna danışmanlık yaptım."
Sevk ve İdare Derneği’ndeki çalışmalarından sonra Eczacıbaşı İlaç’ın ’üretim organizasyonunu yapma’ görevi alan Arcan Çelengil, şöyle devam ediyor: "Nejat Bey (Eczacıbaşı) ile tanıştıktan sonra kendisi bana bir teklifte daha bulundu. ’Artık burada bir direksiyona geçmek ister misin? sana teslim etmek istediğimiz bir gemimiz var’ dedi ve Tetrapak lisansı altında süt, meyve suyu paketleme malzemeleri üretimi için kurulan Tetaş’a genel müdür atandım. Tetaş’ın fabrikasını İzmir’de kurduk. Lisans süresi bitince firmayı Tetrapak’a devrettik. Nejat Bey bu sefer de İpek Kağıt’ın başına geçmemi teklif etti. Tam bu aşama (1986’da) İzmir’den İstanbul’a gelmeyi düşünürken bir taraftan da kendi işimi kurma fikri oluşmuştu. Çünkü 1968’de üniversiteden mezun olduktan itibaren 1986’ya kadar profesyonel çalışmıştım ve çok iyi tecrübeler kazanmıştım. Nejat Bey’den 1986 yılı Nisan’ından hazirana kadar izin istedim. İzmir’de de tekliflerle karşılaşmaya başladım. Bir tanesi de çok ortaklı kurulmuş Fersan’dan geldi."

Fersan’ı inceleyince, salamura ürünler ve sirke üretmek için kurulmuş bir firmayla karşılaştığını söyleyen Arcan Çelengil, "İçlerinde profesörler de vardı, 50 ortaklı şirketti. Çok iyi teknolojiyle kurulmuş bir fabrikası vardı. Ancak batmak üzereydi. Şirketin yüzde 99’unu aldım. Tesisi işler hale getirmek için piyasaya güven vermek gerekiyordu. Bunları hallettim, tesisi çalışır hale getirdim. Yatırıma başladım ve kapasiteyi yükselttim" diyor.
Mcdonald’s, 6 Milyon Dolar’lık Turşu Alıyor
Fersan Fermantasyon Yönetim Kurulu Başkanı Arcan Çelengil, şirketi aldıktan sonraki gelişmeleri de şöyle özetliyor: "Hemen satış organizasyonu ve üretimi yeniledik. Yılda 300-500 ton sirke yapan kuruluş, 4 bin ton kapasiteye 1.5 yılda ulaştı. Hemen arkasından dünya bankasından kredi aldık ve 14 bin tona, sonra da 28 bin tona çıkardık. Bugün bu kapasiteyle Türkiye’nin en büyük sirke üreten firmasıyız. Tek ürün bağımlılığından kurtulmak için de aynı sahayla ilgili turşu işine girdim. Turşuda Avrupa’nın çok kullandığı kornişon (küçük salatalık) için yeni fermantasyon tesisi kurduk. 50 tonla başladık, şu an 10 bin tona geldik. Böylece hem sirkeci hem turşucu olduk. Turşuda fast-food firmalarının talebini gördük. Hemen diyaloga geçtik, tabii ki kolay olmadı ama Şikago’ya kadar gidip Mc Donald’s’a kendimizi anlattık. önce Türkiye’deki Mc Donald’s’lar için aldılar sonra Avrupa’nın da kapılarını açtılar. İrlanda, İngiltere, Danimarka, İsveç, Hollanda, Arap ülkelerindeki Mc Donald’s’lara turşu vermeye başladık. Şu anda McDonald’s’a 6 milyon dolarlık satış yapıyoruz. Bu çok önemli bir referans. Mc Donald’s sayesinde biz bu konudaki üretimimizin standartını da çok yükselttik. Şu anda dünya genelinde 2 bin 239 Mc Donald’s’ın salatalık turşusu ihtiyacını biz karşılıyoruz."
Kaynak: Hürriyet Gazetesi / Sadi Özdemir

0 yorum: