Uzmanların da dediği gibi, bir ülke sahibi olduğu markaları kadar zengindir... Peki, Türkiye ne durumda dersiniz? Ne yazık ki, küçük küçük kımıldanmalar olsa bile hala markalaşmada son sıralarda yer alıyoruz. Tekstil ve hazır giyimde dünyanın yedinci büyük tedarikçisiyiz. Ama İspanya’nın Zara’sı, İtalya’nın Benetton’u gibi bir marka çıkarabilmiş değiliz.
İşte DTM’yi (Dış Ticaret Müsteşarlığı) iki yıl önce harekete geçiren tablo da bu. Hazırgiyimden başlayıp, bugün birçok sektöre yayılan Turquality projesinden söz ediyoruz. Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, projeyi ilk açıkladığında "10 yılda 10 dünya markası çıkarmak" hedefi koymuştu. 2004-2006 arasında 15 marka ve 3 dizaynırla yola çıkan Turquality projesinin desteğiyle bugüne kadar yurtdışında 103 mağaza açıldı. 20 franchise, 18 showroom, 9 ofis, 6 depo olmak üzere toplam 156 birim faaliyete geçti. İlgili firmalara 2003-2007 yılları arasında 46 milyon Dolar destek verildi...
Halen 39 firmaya ait 42 marka Turquality, 24 firmaya ait 24 marka ise marka desteğinden yararlanıyor. Projeye dahilolmak için DTM’ye başvuran 36 firmanın 42 markası için inceleme süreci devam ediyor. Bunlardan DTM tarafından başvurusu uygun bulunan 23 firmanın 26 firması ön inceleme çalışması için yönetim danışmanlığı firması Deloitte’a yönlendirilmiş.
Kilidi Açmanın YollarıTurquality ve marka desteği kapsamına girmenin ilk adımını elbette başvuru oluşturuyor. Ancak başvuru yapabilmek için de bazı kriterlere sahip olmak gerekiyor. Diyelim ki Turquality kapsamına girmek istiyorsunuz ve hedef pazarlarınız var. Örneğin, birkaç Avrupa ülkelerinde mağaza/showroom açmak veya oradaki mağazalara mal vermek için depolar kurmak istiyorsunuz. Hızlı tüketim ürününüz var ve bu tür ürünleri satan satış noktalarında yer almak istiyorsunuz. İşte bütün bu yolculuğun da Turquality kapsamına alınıp, desteklenmesini istiyorsunuz...
Birinci kural, markanızın Türkiye’de ve bu pazarlardan en az birinde tescil ettirilmiş olması. Ancak bu koşulu sağladıktan sonra gidip DTM’ye başvuru yapabiliyorsunuz. Ardından, Turquality’nin iş ortaklarından, uluslararası bağımsız yönetim ve denetim şirketi Deloitte tarafından bir incelemeye tabi tutuluyorsunuz. Deloitte, ilgili firma ve markanın finansal performansından teknolojik altyapısına, tedarik zinciri yönetiminden insan kaynaklarına, marka yönetimi ve ürün tasarımına kadar hemen her iş sürecini bir anlamda check-up’tan geçiriyor. Böylece firmanın/markanın zayıf ve güçlü yönleri ortaya çıkarılıyor. Bu konulardaki yetkinlikleri ortaya konuluyor ve bunları rakipleriyle aynı seviyeye çıkarabilme potansiyeli de dikkate alınıyor.
Bütün bu değerlendirmelerin ardından rapor olumlu çıkarsa, son karar DTM’ye kalıyor. DTM, nihai incelemeden sonra, marka/firmayı Turquality veya marka desteği programlarından birine kabul ediyor. İnceleme sonucu olumsuz çıkarsa, bu her şeyin sona erdiği anlamına gelmiyor. 6 ay içinde belirtilen kriterler tutturulup, eksiklikler giderildikten sonra programa tekrar müracaat edebiliyorsunuz. Bu süreçte yine Turquality iş ortaklarından süreçlerinin iyileştirilmesi ve kurumsallaştırılması için yardım ediyor.
Kaynak: Para Dergisi
İşte DTM’yi (Dış Ticaret Müsteşarlığı) iki yıl önce harekete geçiren tablo da bu. Hazırgiyimden başlayıp, bugün birçok sektöre yayılan Turquality projesinden söz ediyoruz. Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, projeyi ilk açıkladığında "10 yılda 10 dünya markası çıkarmak" hedefi koymuştu. 2004-2006 arasında 15 marka ve 3 dizaynırla yola çıkan Turquality projesinin desteğiyle bugüne kadar yurtdışında 103 mağaza açıldı. 20 franchise, 18 showroom, 9 ofis, 6 depo olmak üzere toplam 156 birim faaliyete geçti. İlgili firmalara 2003-2007 yılları arasında 46 milyon Dolar destek verildi...
Halen 39 firmaya ait 42 marka Turquality, 24 firmaya ait 24 marka ise marka desteğinden yararlanıyor. Projeye dahilolmak için DTM’ye başvuran 36 firmanın 42 markası için inceleme süreci devam ediyor. Bunlardan DTM tarafından başvurusu uygun bulunan 23 firmanın 26 firması ön inceleme çalışması için yönetim danışmanlığı firması Deloitte’a yönlendirilmiş.
Kilidi Açmanın YollarıTurquality ve marka desteği kapsamına girmenin ilk adımını elbette başvuru oluşturuyor. Ancak başvuru yapabilmek için de bazı kriterlere sahip olmak gerekiyor. Diyelim ki Turquality kapsamına girmek istiyorsunuz ve hedef pazarlarınız var. Örneğin, birkaç Avrupa ülkelerinde mağaza/showroom açmak veya oradaki mağazalara mal vermek için depolar kurmak istiyorsunuz. Hızlı tüketim ürününüz var ve bu tür ürünleri satan satış noktalarında yer almak istiyorsunuz. İşte bütün bu yolculuğun da Turquality kapsamına alınıp, desteklenmesini istiyorsunuz...
Birinci kural, markanızın Türkiye’de ve bu pazarlardan en az birinde tescil ettirilmiş olması. Ancak bu koşulu sağladıktan sonra gidip DTM’ye başvuru yapabiliyorsunuz. Ardından, Turquality’nin iş ortaklarından, uluslararası bağımsız yönetim ve denetim şirketi Deloitte tarafından bir incelemeye tabi tutuluyorsunuz. Deloitte, ilgili firma ve markanın finansal performansından teknolojik altyapısına, tedarik zinciri yönetiminden insan kaynaklarına, marka yönetimi ve ürün tasarımına kadar hemen her iş sürecini bir anlamda check-up’tan geçiriyor. Böylece firmanın/markanın zayıf ve güçlü yönleri ortaya çıkarılıyor. Bu konulardaki yetkinlikleri ortaya konuluyor ve bunları rakipleriyle aynı seviyeye çıkarabilme potansiyeli de dikkate alınıyor.
Bütün bu değerlendirmelerin ardından rapor olumlu çıkarsa, son karar DTM’ye kalıyor. DTM, nihai incelemeden sonra, marka/firmayı Turquality veya marka desteği programlarından birine kabul ediyor. İnceleme sonucu olumsuz çıkarsa, bu her şeyin sona erdiği anlamına gelmiyor. 6 ay içinde belirtilen kriterler tutturulup, eksiklikler giderildikten sonra programa tekrar müracaat edebiliyorsunuz. Bu süreçte yine Turquality iş ortaklarından süreçlerinin iyileştirilmesi ve kurumsallaştırılması için yardım ediyor.
Kaynak: Para Dergisi
0 yorum:
Yorum Gönder