DB'nin başekonomisti Burns'den Türkiye'ye, enflasyon uyarısı

18 Ocak 2008 Cuma

Dünya Bankası Kalkınma Ekonomisi Grubu Baş Ekonomisti Andrew Burns'den Türkiye'ye uyarı var. Burns'e göre ABD'de yaşanan subprime krizi durgunluk beklentilerini de beraberinde getiriyor ve Türkiye gibi cari açığı büyük olan ülkeler için bu durum tehlike yaratabilir.
Dünya Bankası Kalkınma Ekonomisi Grubu Baş Ekonomisti Andrew Burns, Türkiye'yi ABD'deki resesyon beklentisine ve beklenmedik faiz iniş veya çıkışlarına karşı uyardı. Burns, ABD'de eşikaltı kredi krizi (subprime morgage) olarak adlandırılan bir durum yaşandığını ve durgunluk ihtimali olduğunu belirterek, bunun Türkiye gibi cari açığı büyük olan ülkeler için tehlike arz ettiğini belirtti. Burns, Türkiye'yi enflasyonist baskıların artacağına yönelik uyararak, istikrarlı bir kamu maliyesi politikasının devam ettirilmesinin önemli olduğunu vurguladı.
Referans Gazetesi'nin sorularını yanıtlayan ve Küresel Ekonomik Beklentiler (GEP) 2008 Raporu'nun mimarlarından olan Burns, küresel büyümenin yavaşlama ve faiz oranlarının ise artma ihtimali olduğunu belirterek, finansal sektörde de temel bozulmalara neden olacak bazı faktörlerin bulunduğunu kaydetti. Bu bozulma ve parçalanmaların Türkiye gibi büyük cari açığa sahip ve büyük ölçüde borç alan ülkeler için bir tehlike teşkil ettiğini söyleyen Burns, faiz oranlarının düşmesi durumunda ise sermaye akımlarının Türkiye ve diğer ülkelere yönelebileceğini kaydetti.
2007 yavaşlama yılıydı
Burns, politika yapıcıların faiz oranlarının düşme ya da yükselmesine hazırlıklı olamayacağını ve bu nedenle kendileri için zor bir durumun ortaya çıkacağını belirterek, "Önemli olan istikrarlı bir kamu maliyesi politikasının devam ettirilmesidir. Böylece yukarı veya aşağı yönlü dalgalanmalara karşı bir tampon ve koruma sağlanabilir" dedi. Burns, Türk ekonomisinde 2007 yılında bir yavaşlama olduğunu ve bunun nedeninin de parasal politikaların sıkılaştırılması, faiz oranlarının artması ile kurun değerlenmiş olmasından kaynaklandığını anlattı. Bundan sonraki evrede politikaların büyümeyi ve gelişmeyi sağlayacak şekilde uygulanacağını bildiklerini ifade eden Burns, "Büyümeyi sağlayacak bir diğer konu da faiz dışı fazla. Faiz dışı fazla azalacak. Bunların sonucunda küresel ölçekte bir yavaşlama olsa da, Türkiye'nin 2008 yılındaki durumunun geçen seneye göre biraz daha iyi olacağını düşünüyoruz" dedi.
Ar-Ge yatırımları artmalı
Burns, geçen hafta açıkladıkları GEP Raporu'nun ana temasını oluşturan teknoloji tranferi konusunda Türkiye'nin ne aşamada olduğunu da değerlendirdi. Burns, araştırma ve geliştirmenin (ar-ge) teknolojik transfer düzeyinde olmasından çok ülke ve yurtiçi ekonominin ihtiyaçlarına uygun olmasının önemli olduğunu belirterek, iş sektörüyle bir takım bağlantıların kurulması ve ticarete konu olabilecek ürünlerin üretilmesi gerektiğini kaydetti. Lizbon Stratejisi'ne göre Avrupa Birliği'ndeki (AB) ülkelerin gayri safi yurtiçi hasılasının (GSYİH) yüzde 3'ünün kullanılarak bir takım hedeflere ulaşılması gerektiğini kaydeden Burns, "'Ar-ge'ye yüzde 3 pay ayrılacaksa yüzde 1'i devlet, yüzde 2'si özel sektörden geliyor. Türkiye'de şu anda ar-ge'ye devletin verdiği fon yüzde 1'se, özel sektör kısmı eksik" dedi. Burns, Kore'nin de daha önceden ar-ge yatırımlarına GSYİH'nın yüzde 1'ini ayırdığını ancak şimdi yüzde 3'ün üzerine çıktığını belirterek, artan oran içinde devletin fonladığı kısmın yine yüzde 1 olduğunu yani özel sektör ar-ge yatırımlarının arttığı örneğini verdi.
MB'nin İstanbul'a taşınması avantaj sağlayabilir
Burns, Merkez Bankası'nın (MB) başkent Ankara'dan İstanbul'a taşınmasının, yabancı sermayenin Türk pazarına bakışı üzerinde olumsuz bir etki yapmayacağını belirterek, Hindistan örneğini verdi. Burns, Hindistan'da Merkez Bankası'nın Yeni Delhi'de değil Bombay'da olduğunu belirterek, yüksek gelirli ülkelerden de bu tip örnek verilebileceğini ifade etti. Bu nedenle yatırımlar boyutunda MB'nin taşınmasının kritik bir faktör olmayacağını kaydeden Burns, "Hatta avantaj olduğu da savunulabilir. Daha bağımsız bir Merkez Bankası resmi çizilebileceği argümanıyla böyle bir şey de savunulabilir" dedi.
kaynak : Referans Gazetesi

0 yorum: