Hep kocaman adam olma hasretliğinle buldum seni. Yakınlaşmalarım, dalıp gitmelerinle kardeşken; iç çekişler ve derin nefeslerle dolu dumanların. Üflemek sana göre değil. Sahip çıkma arzunla hapsedişin yokmu sevdayı; büyümekten alıkoyuyor içimdeki mavi ağacı.
Şimdi ben sana geliş yolunda zamanı ikiye-üçe beşe katlarken , bir kıvılcım tılsımında yaşıyorsun gülümsemeleri. Sana hür dualarım var. Saçma sarı kırılganlıklarım. Seni bulduğumda nasılsa rüyam,uyanmalarım kadar gerçektir gidişinden akan gözyaşlarım.
Aynı hücredeyiz seninle. Çatlaklardan sızan güneşle beslenen sevdanı avuçlarımda değil, bedenimde hissederken , neden güneş almaktan bu kadar korkar yüreğin. Türkülerini bırak , geçmişinide , dökülmüş gözyaşlarınıda sal gitsin artık. Bize kalan zamanı bize bırak. Gece yarılarında uyandıran beni, senin değil senden olan sevdamızın ağlaması olsun..
0 yorum:
Yorum Gönder