HER BİREY GİRİŞİMCİ OLAMAZ

28 Şubat 2008 Perşembe

Girişimcilik bir çok kişinin hayalini süsleyen bir eylemdir. Bir ruh halidir. Her bireyin girişimci olamayacağı bir gerçektir. Bunun nedeni maddi imkanlar değil karakerleridir aynı zamanda. Girişimci olmak isteyenlein taşıması gereken özellikler, kazanması gereken deneyimler ve karakterine katması gereken katma değerler olmalıdır.

KENDİNİ TANIMA VE DEĞİŞİM Bir lider hayatta kendisinin değişmesinden başka bir değişim olmadığını bilir. O kendi değişimini, gerçeğin değişimi için, günlük hayata ve iş hayatına olayların yönünü belirleyen en güçlü araç olarak uygular
KURUMSAL UZUN ÖMÜR Kurumlar genç ölürler. Dünyada, küçük ve orta ölçekli kurumların ortalama yaşam süresi 18 yıldan 12 yıla düştü. En büyük devler veya global oyuncular bile, bazı istisnalar hariç, uzun yaşamıyorlar. Fortune 500 şirketlerinin ortalama yaşam süresi 40 ile 50 yıl arasındadır. (Royal Dutch Shell araştırma sonuçlarıdır)

ÇALIŞMA ÇAĞININ ÇÖKÜŞÜ, GİRİŞİMCİ YÖNETİCİLER Son 200 yıldır ekonomiyi yöneten sözde rasyonel Kapitalizmin gelişmesi, bağımlı olmak için eğitilmiş, zamanlarını bir ücret veya maaş için değişmeye hazır milyonlarca insanın oluşturduğu büyük bir ordunun büyümesine bağlı olmuştur. Bizim gözümüzde Çalışma Çağı olarak yaygınlaşan bu fenomen artık yine gözlerimizin önünde kaybolmaktadır.
Rasyonel ve taşralı 19 yüzyıl kapitalizmi artık evrensel boyutlarda, sezgisel, duygusal, yaratıcı bir kapitalizme dönüşmektedir. Önceden (aşağı yukarı) Hiyerarşik düzene katı olarak bağlanmış kurumlar, artık daha çok özgürlük, yaratıcılık, sevdiği işi tutku ile yapan insanların kalitesine dayanmaktadır.
Bu yeni akımın göstergesi olarak, dünyada lider kurumlar artık geleneksel yöneticileri aramamaktadırlar. Onlar, genç, kendini tamamen bir işe verebilen, iş sahibi kadar sorumluluk seviyesi yüksek Girişimci Yöneticiler aramaktadırlar. Canon gibi kurumlar bunları Proje Sahipleri olarak adlandırmaktadır.

ANTAGONİST YASASI En basitinden en karmaşığına kadar her organizma, bireyin sade yaşamından bütün medeniyetin ömrüne kadar evrim merdiveninin her basamağında “belirgin” bir karşıt güç ve başkaldırı ile karşılaşır. Antagonistin gücü ve yetenekleri temsil ettiği projenin ebatları ile aynıdır.
Tüm medeniyetlerde ve zaman dilimlerinde, bir liderin başarısı, antagonist ile uyum sağlama kapasitesine bağlı olmuştur.
Dinlerde yer bulan bin yıllık söylem “Düşmanını sev” bu güçlü mesajın geleneksel olarak veriliş şeklidir.
Antagonist, düşman özel bir ateşleyicidir... Antagonistden korkmayın, vahşi maskesinin arkasında sizin en güçlü yandaşınız, en sadık hizmetkarınız yer almaktadır... Antagonistin tek ve biricik hedefi sizin zaferinizdir... Sizi dünyada hiç kimse Antagonistden daha fazla sevemez. Antagonisin nihai amacı sizin bütünlüğünüzdür.
BÜTÜNLÜK Bütünlük ve Başarı, tek ve aynı olgudur.
“Genç insanların başarılı olabilmesi için ihtiyaç duydukları şey bilgi değildir, bilgiden ziyade bütünlüğün temel kalitesidir... Gerçek iş başarısı para,üniversite diploması veya sosyal statü ile gelmez, yukarıda bahsettiğim bütünlük kalitesi ile gelir.” Roger Babson (işadamı, Babson Koleji kurucusu)
Bu bulgu, bütünlüğe yeni bir ışık tutmuş ve ekonomik olarak bir kilit unsur konumuna getirmiştir.

0 yorum: