Franchising Nedir?
Franchising, birbirinden bağımsız iki taraf arasında oluşturulan sözleşmeye dayalı bir ilişkiyi tanımlıyor. En yalın anlatımıyla franchisingi, ‘hak sahibine verilen para karşılığında belirli sınai hakları ticari alanda kullanma izni’ olarak özetlemek mümkün. Franchising sözleşmeleri, bir ürün, bir marka ya da bir hizmeti kapsıyor olabilir. İmtiyaz sahibi tarafın, belirli bir süre şartı ve bazı sınırlamalarla ticari işlerini yürütmek üzere bu hakkı ikinci bir tarafa devretmesi söz konusu. Franchising’in en önemli tarafı imtiyaz hakkını veren tarafın işin yönetim ve organizasyonu konusunda know-how yani bilgi ve destek sağlıyor olması.
‘Franchising’ kelime anlamı olarak tam olarak neyi ifade ediyor, Türkçe karşılığı var mı?
‘Franchising’ kelime anlamı olarak tam olarak neyi ifade ediyor, Türkçe karşılığı var mı?
Türkçe karşılığı ‘imtiyaz’ olan franchise İngilizce bir kelime. Fransızca ‘affanchir’ olan franchise verme sözcüğünden türetilen franchisor ise ‘franchising imtiyaz verme’ olarak Türkçe’ye çevrilebilir. Buradan yola çıkarak yapılan tanımlamaya göre francihor; bir ürüne, hizmete veya bilgi birikimine, bunlara ait kalitesi kanıtlanmış ve başarılı bir markaya/isme sahip olup da, bunların satış dağıtım veya işletme hakkını belirli bir bedel karşılığı veren taraf anlamına geliyor. Franchisee ise, doğrudan veya dolaylı bir malı bedel karşılığında franchisor’un ticari adını/markasını, know-how’ını, iş görme ve teknik yöntemlerini, sistemini ve diğer sınai/fikri mülkiye haklarının kullanımını üstlenen taraf demek.
Bunlar dışında karşınıza çıkacak yabancı terimler ‘Franchiee Fee’ ve ‘Royalty’ olacaktır. Franchisee Fee; franchisee’nin, isim, marka veya sistemi kullanma hakkı karşılığında franchisor’a ödediği başlangıç bedeli anlamına geliyor. Türkçe karşılığı ile ‘giriş bedeli’. Yıllık ciro ve kardan, anlaşmada belirlenen oranlarda yüzde olarak ödenen royalty ise, bir lisans veya ticari marka sahibinin sahip olduğu hakları bir başkasına devretmesi karşılığında aldığı bedel demek. Bunun tam karşılığı olan Türkçe terim ise ‘lisans bedeli’.
Bu sistem dünyada da kabul gören bir sistem midir?
Bunlar dışında karşınıza çıkacak yabancı terimler ‘Franchiee Fee’ ve ‘Royalty’ olacaktır. Franchisee Fee; franchisee’nin, isim, marka veya sistemi kullanma hakkı karşılığında franchisor’a ödediği başlangıç bedeli anlamına geliyor. Türkçe karşılığı ile ‘giriş bedeli’. Yıllık ciro ve kardan, anlaşmada belirlenen oranlarda yüzde olarak ödenen royalty ise, bir lisans veya ticari marka sahibinin sahip olduğu hakları bir başkasına devretmesi karşılığında aldığı bedel demek. Bunun tam karşılığı olan Türkçe terim ise ‘lisans bedeli’.
Bu sistem dünyada da kabul gören bir sistem midir?
İlk olarak ne zaman nerede ortaya çıktı ve Türkiye’de ne zamandır uygulanıyor? Tüm dünyada kabul gören bir sistem olan franchising’in temelleri ABD’de bir yüzyıl öncesine kadar dayanıyor. 1863 yılında Singer Dikiş Makinelerı şirketinin dağıtım sisteminde yaptığı uygulama bugünkü anlayışına uygun ilk örnek sayılıyor. İlk örnekler arasında 1988’de General Motors’un ve 1902’de ilaç sektöründe Racall’ın uygulamaları da gösterilebilir. Franchising sisteminde asıl patlamanın yaşandığı dönem ise 1950’lerin sonları. Bu dönemde ticaret yapmanın farklı bir yöntemi olarak tanınan franchising , 1960’larla birlikte girişimciliğin gelişmesini sağlayan önemli bir araç olmuş. Yıllar itibariyle giderek benimsenen ve yaygınlaşan sistem, ayrı bir uzmanlık alanına gelmiş. Bu gelişmelerin etkisiyle 1960’da franchising sektörünün ilk birliği olan IFA ‘Uluslararası Franchise Birliği’ (International Franchise Association) kurulmuş.
1970’li yıllarda Avrupa’da hızla yaygınlaşan franchising sisteminin ülkemizde uygulamaları ise, 1980’lerin ikinci yarısına rastlıyor. Franchise vererek Türkiye pazarına ilk giren firmalar; McDonald’s, Pizza-Hut, Wendy’s ve Kentucky Fried Chicken gibi dünyaca ünlü fast food zincirleri oldu. Türkiye’ye fast-food ile giren ve özellikle hizmet sektöründe büyük ilgi ile karşılaşan franchising, özellikle son yıllarda çok hızlı bir biçimde yaygınlaşmaya başladı.
Franchising’in Türkiye’de yasal alt yapısı mevcut mu?
1970’li yıllarda Avrupa’da hızla yaygınlaşan franchising sisteminin ülkemizde uygulamaları ise, 1980’lerin ikinci yarısına rastlıyor. Franchise vererek Türkiye pazarına ilk giren firmalar; McDonald’s, Pizza-Hut, Wendy’s ve Kentucky Fried Chicken gibi dünyaca ünlü fast food zincirleri oldu. Türkiye’ye fast-food ile giren ve özellikle hizmet sektöründe büyük ilgi ile karşılaşan franchising, özellikle son yıllarda çok hızlı bir biçimde yaygınlaşmaya başladı.
Franchising’in Türkiye’de yasal alt yapısı mevcut mu?
Başlangıçta ülkemizde franchising konusundaki hukuki düzenlemeler mevcut genel kanunlar çerçevesinde yürütülmekteyken, 1994 tarihli ‘Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun’ ve bu kanun uyarınca 1998 yılında Rekabet Kurulu tarafından çıkarılan ‘Franchise Anlaşmalarına İlişkin Grup Muafiyeti Tebliği’ ile daha sağlıklı şekilde uygulama imkanına kavuşmuş durumda.
0 yorum:
Yorum Gönder