ANALİTİK DÜŞÜNCEYE SAHİP OLMAK!!

2 Eylül 2008 Salı

İş ilanlarında sıkça yer verilen analitik düşünme yeteneğinin Türk iş hayatındaki karşılığı, 'kafası çalışan ve çözüm üretmeyi bilen' kişi.
Türkiye'de beyaz yakalılara yönelik yayımlanan iş ilanlarını şöyle bir gözünüzün önüne getirdiğinizde hemen hepsinde birtakım ortak kriterlere yer verildiği dikkat çekecektir. Takım çalışmasına yatkın olmak, iletişim becerileri güçlü olmak veya kurum kültürüne uyum sağlamak gibi... Tüm bu maddeler arasında biri daha var ki, tıp doktoru, müşteri hizmetleri yetkilisi, endüstri mühendisi ve bankacı fark etmeksizin birbirinden ilgisiz pek çok pozisyon ve uzmanlık alanına yönelik verilen ilanlarda mutlaka bu da şart koşulur: Analitik düşünce yapısına sahip olmak. Herhangi bir Batı ülkesinde yayımlanan bir iş ilanında kriterler arasında bu türden maddeye yer verilmesi pek görülen bir durum değil. Hatta şaşırtıcı bile sayılabilir. Ancak Türkiye'de beyaz yakalılara yönelik yayımlanan hemen tüm iş duyurularında adaylarda aynı zamanda 'analitik düşünme yeteneğine sahip olmak' özelliğinin de arandığı ayrıca belirtiliyor. Gelişmiş ülkelerdeki ilanlarda buna rastlanmıyor çünkü, üniversite mezunlarında analitik düşünce yapısına adayın hali hazırda sahip olduğu varsayılıyor. Peki Batı ülkelerindeki işgücü pazarında belirli bir eğitim düzeyinden geçmiş herkeste zaten var olduğu farz edilen bu niteliğin, neden bizde ayrıca altı çizilme gereği duyuluyor? Analitik düşünme ne demektir, iş dünyasında bu vasfa sahip olmak ne anlama geliyor?


Sistemli düşünme


"Analitik düşünce", sistemli bir analizle başlayan düşünme yöntemi olarak tanımlanıyor. Yani karşılaşılan durum ve sorunları sistemli bir şekilde incelemek demek. Herhangi bir durumu alt başlıklarına ayırıp varılan sonuçları tekrar bir araya getirerek bir sentez oluşturabilen kişi analitik düşünüyor demektir. Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi'nden öğretim üyesi Prof. Dr. Cihan Saçlıoğlu, analitik kelimesinin Türkçede 'inceleyici' anlamına geldiğini anlatıyor. Saçlıoğlu'na göre aslında ilanlarda ayrıca belirtilme gereği duyulan vasıf, kişinin dikkatli bir şekilde bir durumu veya problemi doğru değerlendirebilme melekesi aynı zamanda. "Analitik düşünce bilgi ile değil bilginin bütünüyle ilgili düşünebilmektir" diyen Strasbourg Marc Bloch Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Samim Akgönül de "Analitik düşünce hem şüpheci, hem eleştirel hem de çözümlemecidir ve herhangi Samim AKGÖNÜLbir veriyi çevre etkileşimleri altında ele alır" diye devam ediyor. Bu yaklaşımı bir örnek vererek anlatan Akgönül, "Gazetede okunan bir bilgiyi bir veri olarak değil, nereden geldiğini, kimin yazdığını, neden yazdığını, yazanın kaynağının neresi olduğunu, okuyanın ne gibi bir etki altında kalacağını ve bu etkinin nelere yol açacağının düşünebilmek, tartabilmek ve bir sonuca ulaşabilmek, örneğin" diyor.
Batı'da bu tür ilanlar yok

Analitik düşünceyi, problem çözücü düşünce olarak tanımlayan istihdam uzmanı Pembe Candaner ise "ezberci düşüncenin tam tersi" olduğuna dikkat çekiyor. Candaner, analitik düşünme yeteneğinin Türk iş hayatındaki karşılığını 'kafası çalışan, düşünmesini ve çözüm üretmesini bilen, ezberci olmayan' kişilerde bulunan kabiliyet olarak tarif ediyor. Analitik düşünce yeteneğine Batı ülkelerindeki iş ilanlarında ayrıca bir kriter olarak yerilmiyor olmasının nedeni bir Harvard, Yale, Oxford, Cambridge mezununda bu özelliğin zaten var olduğunun kabul edilmesi. İngiltere'nin şirket ve devlet yöneticilerini yetiştiren Oxford Üniversitesi'nde siyasal felsefe dersleri olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Saçlıoğlu, bu durumun konumuz açısından yol gösterici olduğunu söylüyor. Doç. Dr. Akgönül de bu "Bu isteği Fransa'da iş ilanlarında hiç görmedim ama genelde Fransa'da analitik düşünce hayatın her alanında bireylerden beklenen normal bir şeydir" diye konuşuyor.
Arayarak bulunamaz

Analitik düşüncenin taleple bulunabilen bir özellik olarak tanımlanamayacağını anlatan Işık Üniversitesi Matematik Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Esin İnan, işverenin işe alacağı kişiyle yaptığı görüşmelerde kendi yöntemlerini kullanarak karşısındaki anlamaya çalıştığını belirtiyor. Her pozisyon için olmasa da yurtdışında da kimi zaman bu özelliğin ilanlarda arandığını belirten Pembe Candaner, "Günümüz iş hayatında karşılaşılan problemleri hızlı ve doğru olarak çözmenin, satır aralarını doğru okumayı bilmenin önemi çok büyük olduğundan, özellikle kritik pozisyonlardaki kişilerde ve yönetim kadrosunda bu özellik mutlaka aranıyor" diyor. Analitik düşünce yalnız iş hayatında değil yaşamın her kesiminde kaliteye ulaşmanın bir gereği olarak görülüyor. İş hayatında bir gün içerisinde en çok yapılan şeyin sorun çözmek olduğunu söyleyen Bahçeşehir Pelin TEMELLİÜniversitesi Kurumsal İletişim Direktörü ve Matematik Mühendisi Pelin Temelli, bir sorunu çözmek veya bir fırsatı değerlendirmek için önce durumu iyi analiz etmek gerektiğini hatırlatıyor ve "Detaylı bir analizden sonra en mantıklı ve efektif yöntemle harekete geçilmezse problem çözümünde sorun yaşanır veya potansiyel bir fırsat kaçırılmış olur. Analitik düşünme modern iş hayatının olmazsa olmazlarındandır" diye devam ediyor.


Nasıl geliştirilir?


Ülkemizde iyi okullarda öğrencilere zaten kazandırılmakta olan bu zihinsel beceriyi sonradan gelştirmek zor mudur? Uzmanlar, herkesin bu niteliği rahatlıkla geliştirebileceği konusunda hemfikir. Matematik, mantık ve felsefe eğitimi bu açından çok yararlı. Bunun yanı sıra Saçlıoğlu edebiyat okumanın çok faydalı olduğunu savunuyor ve "Okuduğunu, duyduğunuve anladığını berrak bir şekilde ifade edebilmek her zaman önemlidir" diye konuşuyor. Kesinlikle bir yetenek olmadığını ifade eden Doç. Dr. Akgönül de "Her bilgiye eleştirel ve etkileşim çerçevesinde yaklaşmak ve düşünceyi bir bütün içinde değerlendirebilmek mümkün" diyor. Işık Üniversitesi Matematik Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Esin İnan, bu becerinin iyi değerlendirilen zaman içinde kazanılabilen bir özellik olduğunu belirtiyor ve "Ayrıntıya girebilmek ama orada boğulmadan sentez yapabilmek özelliğidir. Yani okuyarak araştırarak inceleyerek, irdeleyerek geliştirilebilen bir özelliktir" diyor. Analitik düşünmenin ancak kişinin, kendisine öğretebileceği bir yöntem olduğuna dikkat çeken Pelin Temelli, bunun için bir yol haritası veriyor: "Bir sistematik geliştirmek gerekiyor. Öncelikle bir sorun, bir olgu ortaya çıktığında gerçekten neyle karşı karşıya olduğunu görmeli ve olguyu tanımlamalı. Sonra olguya etki eden faktörleri belirlemeli. Bu faktörlerden oluşan bir sistem içerisinde bu olgu ne ifade ediyor onu görmeli. Eğer bu bir sorunsa bu olgunun büyük resim içerisindeki işlevinden başlayarak o sorunun nasıl çözülebileceği belirlenmeli. O sorunu besleyen faktörleri anlamalı. Farklı soruların yanıtlarını bulup zamana ve coğrafi konuma göre yani kendi şartları içinde değerlendirmeli ve çözüme gitmeli. Geliştirmek için egzersiz gerekir. Neyle ilgilenirseniz ilgilenin her sorunla ilgili bu zihinsel pratiği geliştirmek gereklidir".

Neşe MESUTOĞLU

sabah/işteinsan

0 yorum: