Tam bir daldan dala atlanan kariyer hikayesi: Vasat bir öğrencilik hayatı oldu. Üniversite sınavını üçüncü girişinde, yetenek sınavıyla aldığı için kazandı. Yalan haber programı Şok’la yıldızı parladı. Bu başarı ona TV program yönetmenliği, gazete köşe yazarlığı gibi farklı işlerin kapısını açtı. İnternetin parladığı dönemde, itiraf.com’u yarattı.
İnternet projeleri İstanbul.net ve Uzmantv.com’la devam eden Özer, kendisine bu işleri yapma imkanı verildiği için minnet duyuyor. Diğer taraftan da, "Bana yaptırılan işleri ben bana yaptırmazdım" diyor.
Ersan Özer 39 yıl önce İstanbul’da, Hadımköy’de yaşayan bir ailenin çocuğu olarak doğdu. Babasının bir bakkal dükkanı vardı. Sıradan bir çocukluk, vasat bir öğrencilik hayatı oldu. 4-5 yaşındayken annesine Gırgır dergisi okutmasını saymazsak, ileride nasıl biri olacağının belirtilerini de pek göstermiyordu. Üniversiteyi, sınavlara 3. girişinde, o da son başvurduğu bölüm yetenek sınavıyla öğrenci kabul ettiği için kazandı. 1993’te Anadolu Üniversitesi Reklam ve Halkla İlişkiler’den mezun oldu. İlk işi, Süper Baba dizisinde asistanlıktı, bildiğimiz çay-kahve getir götür asistanlığı. Askerlik sonrasında Aktüel dergisinde muhabir olarak çalışmaya başladı. Ardından, Korcan Karar’la birlikte Şok programını yaptı. O dönem epey genç olan ekibin, kendi aralarında yaptıkları "geyiklerden" yola çıkarak oluşturdukları yalan haberlere (Cine5 şifresini çözen sprey, Amasya’da yaşayan 30 santimetrelik adam gibi) yer verdikleri bu program çok tutuldu.
Son Proje Uzmantv.Com
Ardından Okan Bayülgen’in Televizyon Çocuğu programında yazar, Gazete Pazar’da muhabir olarak çalıştı. Beyaz Şov’un üçüncü yılında, 2 dönem boyunca yönetmenliğini yaptı. 1999’da NTV Haber merkezinde çalışmaya başladı. (Kendi ifadesiyle) Meclis’te kaç milletvekili olduğunu bilmeyen biri olmasına rağmen, bir ay sonra gündem muhabirleri ona bağlandı. Bu arada, hayatında internetin yeri artmaya başladı. Ne yapayım diye düşünürken, itiraf.com ortaya çıktı. Gelen ortaklık teklifini kabul etti, NTV’deki işinden ayrılıp 7 yıl boyunca itiraf.com için çalıştı. Bu 7 yılın son 2 yılında farklı işler de yaptı. Zuhal Olcay ve Haluk Bilginer’in yer aldığı Ti Şov adlı programın yönetmenliği, Akşam’da önce pazar ekinde, ardından ana gazetede köşe yazarlığı gibi. Bir dönem, Akşam’da Hale Gür adıyla, itiraf.com’dan bildiği ağda, hışırdayan ped gibi kadın konularını kendi başından geçmiş gibi anlattığı başka bir köşe daha yazdı.
2004’te oğlu doğunca, onun ilk bir yılına tanık olmak için, bu dönem sadece yazarlık yaptı. 2005’te itiraf.com’u sattı. Gizlilik sözleşmesi nedeniyle satış rakamını söylemiyor ancak, 5-10 yıl maaşlı çalışacak kazanacağım paraya denkti, diyor. Ardından, reklam alanına girmek üzereyken son anda direkten döndü. Alameti Farika’nın sahibi Serdar Erener, ’gel başla’ demişti ancak ondan kısa süre önce başlayan başka bir arkadaşı ’Abi sakın gelme, bunlar işe sabah 8.30’da geliyorlar geç saate kadar çalışıyorlar’ deyince vazgeçti. O işe başlamamaya karar vermişti ancak, bunun için makul bir neden bulması, ayın birinde işe başlayacağını söylediği eşine geçerli bir gerekçe sunması gerekiyordu. Bu sırada, arkadaşlık sitelerine mahalle ve semt koymayı düşündü. Gittigidiyor.com’un kurucuları olan arkadaşlarına bu fikrini anlattı. İstanbul.net böylece ortaya çıktı. Hala bu projenin başında olan Özer’in, son 6 aydır yayında olan başka bir projesi daha var: Uzmantv.com. Uzmanların, akla gelen her konudaki soruları yanıtladıkları bu video sitesinden, önümüzdeki aylarda düşük ücretler karşılığında kurs satılmaya da başlanacak. Günde 40 bin kişinin, 200 bine yakın video izlediği sitede 7 bine yakın sorunun cevabı yer alıyor.
Özer, fikirlerini gerçeğe dönüştürebilmesinin sırrını şöyle açıklıyor: "Genç yaşta evlendim. Sorumluluklarım vardı ama karım bana her zaman arkandayım, sen istediğini yap, dedi. Türkiye’de yeni bir şeyler yapan çok fazla insan da yoktu. Ancak ben, daha evvel yaptığım işlerin kaymağını çok fazla yedim. Şok’u yaptığım için NTV’ye girdim, yönetmenlik yaptım. İtiraf.com’u yaptım diye Akşam’da yazarlık teklifi aldım vs. Tüm bunları yapma şansı buldum gerçekten, bana bu şansları tanıyan kişilere minnettarım. Bana yaptırılan işleri ben bana yaptırmazdım. Hayatta fikrinizin peşinden gitmeniz gerekiyorsa kariyer kapitaliniz olması gerekiyor."
Yufka Gibi Olacağına Havuç Gibi Bir Kariyerim Olsaydı
Bir parça maymun iştahlılığım var. Dün gece zamanımın önemli bölümünü çizim yaparak geçirdim mesela. Bir ara Çarşaf’ta karikatür çiziyordum, o hortladı. Sabaha kadar çizim kitapları falan indirdim, eskizler yaptım. Yarın ressam olacağım yani. 3 gün sonra bırakırım muhtemelen. Ben hep şundan yakındım hayatta: Her şeyi biliyorum ama hiçbir şeyi bilmiyorum. Çünkü mesela ben 15 seneyi yönetmenlik yaparak geçirseydim, madem bu kadar yetenekli bir insanım bu kadar şeyi yapabilmişim, o zaman olağanüstü yetenekli bir yönetmen, senarist olabilirdim. Türkiye oradan oraya zıplama imkanı verdi bana. Ama şartlar zorlasaydı ve tek iş yapsaydım, eminim kendimi yaptığım işler konusunda daha iyi hissederdim. Ben daldan dala atlayınca yufka gibi bir kariyerim oldu. Keşke havuç gibi bir kariyerim olsaydı, o zaman daha iyi işler yapabilirdim.
Fikir Hiçbir Zaman Bir Anda Gelmiyor
Hiçbir zaman insanın aklına fikir bir anda gelmiyor. Onun bir düşünme süresi var. Önce ne lazım onları sıralıyorsunuz. Çok çabuk para kazanması için neler gerektiğini yazıyorsunuz. Sonra bunların toplamından oluşan tarafa hakikaten bir fikir çıkıyor. Hayata geçmemiş bir sürü küçük fikirlerim de var. Abuk sabuk. Çok samimi söylüyorum, akıllı bir adam olduğumu düşünüyorum, zeki olduğumu düşünmüyorum. Kavrama gücüm çok iyi. Yeni bir işe girdiğimde ben onun nerede neyi var kavrayabiliyorum, kafam böyle çalışıyor. Mesela toplantılar beni acayip kasar, öyle süper bir şey çıkartamam toplantılarda. Bir parça daha süreçle yaratan bir insanım. Noktaları birleştirip resim yapmak gibi. Ben noktaları birleştirip yönetmen oluyorum, yazar oluyorum falan ama o resmi tek başıma çizemem, öyle bir yeteneğim yok.
Vaktimin 4’te 3’ünü İnternette Geçiriyorum
Bir gün fark ettim ki, internetten başka bir şey yok hayatımda beni besleyen. Çok az kitap okuyabiliyorum artık, film seyrediyorum gerçi ama onun dışında tüm yaşama dair kaynaklarım, entelektüel ihtiyacımı, eğlenme ihtiyacımı oradan karşılıyorum. Herhalde uyanık kaldığım zamanın 4’te 3’ünü internet kapsıyor. Çünkü hakikaten hayatta en sevdiğim şey o, başka sevdiğim bir şey yok hayatta.
Film ve Dizilerdeki Türk İzlerini Topluyorum
Yurtdışında her konuda kitap olmasına çok gıpta ediyorum. 1999’da Şehir Efsaneleri adlı bir kitap yazdım. 15 gün uğraşarak yazdığım bu kitapta, Haliç’in dibinde altın varmış gibi efsaneleri anlattım. Şu anda toparladığım bir kitap var, biraz daha disiplinli olursam çıkaracağım. Filmlerde, dizilerdeki Türk izlerini toparlıyorum. Superman 2’de camda "Daha iyisi olamazdı" yazısı gibi bir sürü şey buldum.
Kaynak: Hürriyet İnsan Kaynakları Gazetesi / Gaye Güzelay
http://www.yenibiris.com/
"Bana Yaptırılan İşleri Ben Bana Yaptırmazdım"
8 Mart 2008 Cumartesi
Gönderen pazarlamadaöncü zaman: 3/08/2008
Etiketler: Başarı öyküleri
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder