İş Yerinde Eğlence Çalışmayı Cezbediyor..

22 Ocak 2008 Salı


İşyeri ve eğlence pek de örtüşen kavramlar değil aslında. Yani kim işe eğlenmek için gider ki? İşe çalışmak için gidilir, o da eğlenmeye izin veren bir eylem değildir. Nokta. ‘Eğlenceli iş’, bir oksimoron, yani yan yana geldiğinde imkânsız bir anlam içeren bir birliktelik. İşte tam da belki bu yüzden hepimiz işyerinde ‘eğlenceli’ vakit geçirmek istiyoruz. Bir mecburiyeti keyifli hale çevirmeye çalışıyoruz. Sonumuzun Tolstoy’un İvan İlyiç’i gibi olmasından ve çalıştığımız günleri lanetle anmaktan korkuyoruz.
“Baki kalan bir hoş seda ise şu gök kubbede”, profesyonel yaşantımızın bol bol bu sedalarla çınlamasını istiyoruz. Walt Disney gibi eğlence satmasak da, yine onun gibi, yapılan işi sevmenin eğlenceden geçtiğine sonsuz inanıyoruz.

Buna iş hayatı zorlaştıkça, özel yaşamımıza daha az zaman ayırır hale geldikçe, daha da fazla inanıyoruz. Rakamlar da bizi destekliyor. Son yapılan araştırmalar, işyerlerinde eğlence beklentisinin son beş yıl içinde iki katına çıktığını gösteriyor. Bu da ‘en iyi işyeri’ olarak anılmaya artık farklı bir boyut katıyor. İşte bu yüzden Google, Mountain View kampusunun ‘food-eleven’ gurme restoranları gibi farklılıkları ve elemanlarına özel sunduğu imkânlarıyla ‘ideal şirket’ listesinde bir numaraya oturuyor. Bu tip şirketlerde çalışanlar sadece eğlenseler iyi, bir de daha verimli çalışıyorlar.

Dünyanın önde gelen İnsan Kaynakları Birliği olan Society for Human Resource Management (SHRM) tarafından gerçekleştirilen bir araştırmada, İK profesyonellerinin dörtte üçünden fazlası ‘eğlenceli’ bir iş ortamını teşvik eden işyerlerini, teşvik etmeyenlere göre daha verimli olarak değerlendirmiş.
‘Eğlence’nin verimi artırmanın yanı sıra başka yararları da var İK yöneticilerine göre: Mesela yeni işe alımlarda firmanın çekiciliğini artırıyor. Yanı sıra ‘işe gelmeme’ oranlarında ciddi bir düşüş yaratıyor. Yani bir yerde ‘birçok derde deva’.
İŞYERİNDE NASIL BİR EĞLENCE?
SHRM araştırmasının ilginç bir diğer bulgusu, cevap veren İK yöneticilerinin dörtte üçünün kendi işyerlerini ‘eğlence’ açısından zayıf bulmaları. Terzi söküğünü dikememiş gibi gözüküyor. Gerçi tabii ki tüm kontrol İK biriminde değil, üst yönetimin de icazeti ve teşviki önemli ve gerekli. Türkiye’de de durum pek farklı gözükmüyor; işyerlerinde, ‘eğlence’ ortamlarının teşvik edilmediğini zaten tahmin edebiliyorduk. Bu hafta İnsankaynaklari.com’la yaptığımız anket çalışmasında, çalışanlardan, işyerlerinde sosyal aktivite yapılma sıklığını değerlendirmelerini istedik. Anketimizi cevaplayan kişilerin yüzde 70’inin bu tip aktivitelerin çok az olduğunu ve daha sık yapılmasını istediklerini belirtmiş olması boşuna değil.

Tabii bu noktada ‘eğlenceli iş ortamı’nın ne anlama geldiğini belirlemek gerek. Her ne kadar ‘eğlence’ kelimesi “Vur patlasın çal oynasın” deyimini çağrıştırsa da, endişe etmeyin, iş dünyası daha bu kadar laçka hale gelmedi. Tabii ki ‘eğlence’ sadece sosyal aktiviteleri içermiyor. Genel anlamda, işyerinde eğlencenin ana aksı iletişim. Şeffaf ve düzenli iletişim beraberinde eğlenceli ortam algısını da getiriyor.

Bir başka deyişle, kendini özgürce ifade edebildiğin ve birey olarak değer gördüğün ortamlar, senin o ortamdan keyif almanı ve o ortamda ‘eğlenmeni’ sağlıyor. Florida Üniversitesi’nden Robert Ford’un Human Resource Planning (İK Planlama) dergisinde yakın geçmişte yayınlanan makalesinde, işyerinde ‘eğlence’nin açılımının İK yetkilileri nezdinde incelendiği bir araştırma detaylandırılıyor.

Amerika’da, 572 İK yetkilisiyle yapılan araştırmanın sonuçlarına göre, bir işyerinin eğlenceli algılanmasında en çok şunlar etkili: Doğum günü, işe girme yıldönümü gibi kişiye özel günlerin hatırlanması ve kutlanması; piknik, parti gibi sosyalleşme aktiviteleri; profesyonel başarıların toplu olarak kutlanması.

Ford tüm literatürü tarayarak, işyerinde eğlenceyle ilişkili 23 adet aktivite bulmuş ve her birinin firmalarda kullanım oranlarını ölçümlemiş. Buna göre en yüksek oranda (yüzde 84) ‘serbest giyinme günü’ uygulaması bahsedilmiş. Takiben ‘personel ödüllendirmeleri’ (yüzde 83) ve ‘firma tarafından karşılanan yiyecek ve içecekler’ (yüzde 82) geliyor.
EĞLENCENİN DOZAJINI AYARLAYALIM
‘Sosyal aktiviteler’ bir firmada eğlence kültürünün inşa edilmesinde taşıyıcı duvarlardan sadece biri, ama oldukça önemli. Takım ruhunu körüklemede, motivasyonu yükseltmede anahtar. Ancak dozajını iyi ayarlamak gerek. Ben yakın çevremden biliyorum, bazen de o kadar sık aktivite yapılıyor ki, artık hiçbirine gidecek istek kalmıyor insanlarda. ‘Managing to Have Fun (Eğlenceyi Yönetmek)’ kitabının yazarı Matt Weinstein, eğlence kültürünün sadece yapılan aksiyonların sayısıyla değil, kulaktan kulağa da yayıldığını söylüyor kitabında.

Amerika’da The Business Research Lab şirketi tarafından, 2003 yılında çalışanlarla yapılan bir araştırmada, ideal dozaj zaten belirlenmiş: Yüzde 36 bu tip aktivitelerin ‘senede iki kere’ yapılmasının, yüzde 24 ise ‘senede dört kere’ yapılmasının ideal olduğunu söylemiş. Yani az yap ama öz yap.

Peki hangi tip sosyalleşme aktivitesini çalışanlar daha çok seviyor? İlginçtir, aynı anket bunun ‘piknik/barbekü’ olduğunu (yüzde 48) belirlemiş. Takiben yüzde 15’le ‘restoranda akşam yemeği’ geliyor.

Bu işlerin zamanlaması da bir o kadar kritik. Hafta içi zaten yorgun düşen vücutlar, bir de akşam etkinliğini maalesef kaldıramıyor çoğu zaman. Anketin sonuçlarına da bu yansımış gözüküyor: Çalışanlar, sosyal aktiviteler için, daha çok (yüzde 44) ‘hafta sonu gün içi’ vakitlerini tercih ettiklerini belirtmiş. İşin özü, çalışan sadece değer gördüğünü bilmek istiyor. Sene başında ayrılacak ufak bir bütçe ve yapılacak sınırlı sayıda organizasyon, sizi tahmin etmediğiniz yerlere götürebilir.
Denemesi bedava değil belki ama, sağladığı yararlara paha biçmek zor. Karar sizin.
________________________________________
ANKET SONUÇLARI
İş arkadaşlarınızla/ yöneticilerinizle bulunmanız gereken sosyal ortamlar (bowling turnuvası, parti, yemek, vb...) sizce ne düzeyde?
Çok fazla oluyor, azaltılmalı yüzde 9,03
Uygun düzeyde, ortalama ayda bir veya daha nadir yüzde 12,63
Uygun düzeyde, ortalama ayda iki veya daha sık yüzde 8,02
Çok az yapılıyor, keşke daha fazla olsa yüzde 70,32

Kaynak:insankaynakları.com

0 yorum: