Doğru Finansman İle Sağlıklı Büyüme

23 Ocak 2008 Çarşamba

Türkiye’de işadamı ve girişimcile­rin ciddi bir sermaye açığı oldu­ğu bilinen bir gerçek. Ancak Türkiye’de de gelişmiş ekonomi­lerde kullanılan’ risk sermayesi, halka açılma gibi sermaye finansmanı türleri, proje finansmanı, sendikasyon, varlığa dayalı menkulleştirme (seküriti­zasyon) gibi finansman uygulamaları hız­la gelişiyor. Fakat bu yeni yöntemleri da­ha çok büyük şirketlerin kullandığı gözlenirken, KOBİ’lerin ise geleneksel fi­nansman kaynaklarını kullandıkları görülüyor.
Ernst & Young Kurumsal Finansman Bölümü Kıdemli Uzmanı Orçun Makal, KOBİ’lerin genel olarak özkaynaklar dı­şında banka kredileri, ticari borçlar, finansal kiralama, ortaklara/iştiraklere borçlar, faktoring, girişim sermayesi ve kamu destekleri gibi finansman yöntem­lerini kullandığını söylüyor. Çok farklı seçenekler sayılmasına rağmen, mevcut durumda KOBİ’lerin ağır­lıklı dış finansman kayı1ağının banka kre­dileri olduğunu vurgulayan Makal, "Bu noktada kredilerin kaldıraç etkisi ön pla­na çıkmakla birlikte, birçok KOBİ’de ek­sik olan yönetim uygulamaları nedeniyle bilanço yapılarında bozulmalar meydana geliyor" diyor.
Uygun Finansman Kaynağı
Bu noktada "Büyüme sürecinde uy­gun finansman kaynağı nedir?" sorusuna verilen yanıtın önemi artıyor. Bu soruya doğru yanıt vermek içinse kaynak ihtiya­cının gerekçelerini iyi belirlemek gereki­yor. Şirketlerin finansal kaynak kullanım ihtiyaçları, temel olarak iki şekilde ortaya çıkıyor. Birincisi işletme sermayesi ihtiya­cı, yani ticari döngü içinde kısa süreli fon gereksinimleri için. İkincisi ise yatırım fi­nansmanı ihtiyacı, yani Üretim tesisleri, mal ve hizmet Üretim araçları, makine ve teçhizat alımı gibi uzun ömürlü yatırım ihtiyaçları için gereken [ınansman. Bu durumda hedilerin geri ödenmesi, an­cak bu tarz varlıkların işletilip daha uzun bir dönem içinde elde edilecek gelirler sonucu oluşacak kârla mümkün olabili­yor.
Nexia Türkiye Yönetim Kurulu Baş­kanı Tuğrul Özsüt, Türkiye’de yatırım sürecinde kaynak yaratmak konusunda şirketlerin başvurduğu yöntemleri; satıcı kredileri, proje finansman kredileri, hal­ka arz ve oto finansman ve kısa vadeli banka kredileri olarak sıralıyor.
Alternatif Modeller
Bankalar, finansman kaynağı temi­ninde eri önemli adres almaya devam et­mekle birlikte son yıllarda piyasalarda farklı finansman yöntemlerinin ağırlıkla­rı da giderek artıyor. Önümüzdeki dö­nemde büyümek isteyen şirketlerin ge­rekli kaynakları bulabilmek için diğer fi­nansal kurumlar ve mali piyasaları incele­meleri ve bünyelerini buralardaki koşullara uydurmaya çalışmalarında yarar gö­rülüyor. Son dönemde öne çıkan diğer finansal kurum ve mali piyasaları ise şöy­le sıralamak mümkün.
Faktoring:
Şirketlerin kısa vadeli ticari faaliyetleriyle elde ettikleri vadeli alacaklarının bir bölümünün iskonto edilmek suretiyle şirketlere ödenmesi yoluyla sağlanan faktoring, özellikle ihracatçılara oldukça avantajlı koşullar sunabiliyor. Finansal kiralama (Leasing) Sa­bit yatırım amaçlı alımların finansmanın­da çok önemli olanaklar sağlayan bir fi­nansman yöntemi olan leasing; alımı gerçekleşecek ekipmanın, leasing şirketi ta­rafından satın alınarak, kiralanması ve ki­ra süresi sonunda mülkiyet devrinin ger­çekleştirilmesi esasına dayanıyor. Düşük KDV uygulanması, leasing taksitlerinin tamamen gider yazılabilmesi, finansma­nın bilanço içinde taşınmaması, sağladı­ğı vade imkanlarına ek olarak, şirketlere çok önemli bir fınansman alternatifi yaratıyor.
Forfaiting:
Uzun vadeli alacakların finansmanı için kullanılan bir yöntem. Uzun vadeli borç senetlerinin iskonto edilmesiyle kaynak yaratıyor.
Stratejik Yerli Ya Da Yabancı Yeni Ortak: Faaliyetleri açısından birbi­rini tamamlayan, birlikte olmaları halin­de önemli sinerji yaratına olanağı bulu­nan şirketlerin bir araya gelmesi, birinin diğerinin sermayesine iştirak etmesiyle oluşan ortaklık şekli.
Risk Sermayesi:
Bu amaçlarla oluşturulmuş fonlar tarafından, gelişmiş piyasalarda çok yaygın kullanılan bir sermaye finansmanı yöntemi. Risk sermayesi fonları; seçtikleri sektör, şir­ket türü, piyasa ve bazen de ülkelerde faaliyette bulunan, finansman ihtiyacı­nın karşılanması halinde gelecekte önemli değer kazanacağı tahmin edilen şirketlerin sermayelerine 5-10 yıl, bazen daha kısa sürelerle iştirak edip, finans­man sağlarlar. Fonlar; öngördükleri sü­re sonunda satın aldıkları payları sata­rak kazançlarını nakde dönüştürmeyi hedef alırlar. Genellikle sermayesine katıldıkları şirketlerin günlük yönetimi­ne karışmaz, ancak şirketin varlıkları, ortaklık yapıları gibi daha temel konulardaki karara katılma opsiyonu taşırlar.
Birleşme Ve Devralmalar:
Birleş­me; benzer güçlere sahip, faaliyet konu­ları birbirine yakın veya birleşme halinde önemli sinerji yaratacak nitelikleri olan şirketlerin bir şirket çatısı altında toplan­malarını ifade eder. Deve alma ise daha büyük şirketlerin, yine benzer faaliyet alanında veya tedarikçi veya satıcı ko­numdaki şirketleri, denetim, kalite, pa­zarı payı büyütme, rekabet avantajı yarat­ma amaçları ile satın almasını içerir. Dünyada çok yaygın olarak kullanı­lan bu iki tekniğin ülkemizde ise son yıllarda zaman zaman örnekleri görülmeye başladı.
Kaynak: Ekonomist Gazetesi /kobifinans

0 yorum: