Türkiye’de işadamı ve girişimcilerin ciddi bir sermaye açığı olduğu bilinen bir gerçek. Ancak Türkiye’de de gelişmiş ekonomilerde kullanılan’ risk sermayesi, halka açılma gibi sermaye finansmanı türleri, proje finansmanı, sendikasyon, varlığa dayalı menkulleştirme (seküritizasyon) gibi finansman uygulamaları hızla gelişiyor. Fakat bu yeni yöntemleri daha çok büyük şirketlerin kullandığı gözlenirken, KOBİ’lerin ise geleneksel finansman kaynaklarını kullandıkları görülüyor.
Ernst & Young Kurumsal Finansman Bölümü Kıdemli Uzmanı Orçun Makal, KOBİ’lerin genel olarak özkaynaklar dışında banka kredileri, ticari borçlar, finansal kiralama, ortaklara/iştiraklere borçlar, faktoring, girişim sermayesi ve kamu destekleri gibi finansman yöntemlerini kullandığını söylüyor. Çok farklı seçenekler sayılmasına rağmen, mevcut durumda KOBİ’lerin ağırlıklı dış finansman kayı1ağının banka kredileri olduğunu vurgulayan Makal, "Bu noktada kredilerin kaldıraç etkisi ön plana çıkmakla birlikte, birçok KOBİ’de eksik olan yönetim uygulamaları nedeniyle bilanço yapılarında bozulmalar meydana geliyor" diyor.
Uygun Finansman Kaynağı
Bu noktada "Büyüme sürecinde uygun finansman kaynağı nedir?" sorusuna verilen yanıtın önemi artıyor. Bu soruya doğru yanıt vermek içinse kaynak ihtiyacının gerekçelerini iyi belirlemek gerekiyor. Şirketlerin finansal kaynak kullanım ihtiyaçları, temel olarak iki şekilde ortaya çıkıyor. Birincisi işletme sermayesi ihtiyacı, yani ticari döngü içinde kısa süreli fon gereksinimleri için. İkincisi ise yatırım finansmanı ihtiyacı, yani Üretim tesisleri, mal ve hizmet Üretim araçları, makine ve teçhizat alımı gibi uzun ömürlü yatırım ihtiyaçları için gereken [ınansman. Bu durumda hedilerin geri ödenmesi, ancak bu tarz varlıkların işletilip daha uzun bir dönem içinde elde edilecek gelirler sonucu oluşacak kârla mümkün olabiliyor.
Nexia Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Tuğrul Özsüt, Türkiye’de yatırım sürecinde kaynak yaratmak konusunda şirketlerin başvurduğu yöntemleri; satıcı kredileri, proje finansman kredileri, halka arz ve oto finansman ve kısa vadeli banka kredileri olarak sıralıyor.
Alternatif Modeller
Bankalar, finansman kaynağı temininde eri önemli adres almaya devam etmekle birlikte son yıllarda piyasalarda farklı finansman yöntemlerinin ağırlıkları da giderek artıyor. Önümüzdeki dönemde büyümek isteyen şirketlerin gerekli kaynakları bulabilmek için diğer finansal kurumlar ve mali piyasaları incelemeleri ve bünyelerini buralardaki koşullara uydurmaya çalışmalarında yarar görülüyor. Son dönemde öne çıkan diğer finansal kurum ve mali piyasaları ise şöyle sıralamak mümkün.
Faktoring:
Şirketlerin kısa vadeli ticari faaliyetleriyle elde ettikleri vadeli alacaklarının bir bölümünün iskonto edilmek suretiyle şirketlere ödenmesi yoluyla sağlanan faktoring, özellikle ihracatçılara oldukça avantajlı koşullar sunabiliyor. Finansal kiralama (Leasing) Sabit yatırım amaçlı alımların finansmanında çok önemli olanaklar sağlayan bir finansman yöntemi olan leasing; alımı gerçekleşecek ekipmanın, leasing şirketi tarafından satın alınarak, kiralanması ve kira süresi sonunda mülkiyet devrinin gerçekleştirilmesi esasına dayanıyor. Düşük KDV uygulanması, leasing taksitlerinin tamamen gider yazılabilmesi, finansmanın bilanço içinde taşınmaması, sağladığı vade imkanlarına ek olarak, şirketlere çok önemli bir fınansman alternatifi yaratıyor.
Forfaiting:
Uzun vadeli alacakların finansmanı için kullanılan bir yöntem. Uzun vadeli borç senetlerinin iskonto edilmesiyle kaynak yaratıyor.
Stratejik Yerli Ya Da Yabancı Yeni Ortak: Faaliyetleri açısından birbirini tamamlayan, birlikte olmaları halinde önemli sinerji yaratına olanağı bulunan şirketlerin bir araya gelmesi, birinin diğerinin sermayesine iştirak etmesiyle oluşan ortaklık şekli.
Risk Sermayesi:
Bu amaçlarla oluşturulmuş fonlar tarafından, gelişmiş piyasalarda çok yaygın kullanılan bir sermaye finansmanı yöntemi. Risk sermayesi fonları; seçtikleri sektör, şirket türü, piyasa ve bazen de ülkelerde faaliyette bulunan, finansman ihtiyacının karşılanması halinde gelecekte önemli değer kazanacağı tahmin edilen şirketlerin sermayelerine 5-10 yıl, bazen daha kısa sürelerle iştirak edip, finansman sağlarlar. Fonlar; öngördükleri süre sonunda satın aldıkları payları satarak kazançlarını nakde dönüştürmeyi hedef alırlar. Genellikle sermayesine katıldıkları şirketlerin günlük yönetimine karışmaz, ancak şirketin varlıkları, ortaklık yapıları gibi daha temel konulardaki karara katılma opsiyonu taşırlar.
Birleşme Ve Devralmalar:
Birleşme; benzer güçlere sahip, faaliyet konuları birbirine yakın veya birleşme halinde önemli sinerji yaratacak nitelikleri olan şirketlerin bir şirket çatısı altında toplanmalarını ifade eder. Deve alma ise daha büyük şirketlerin, yine benzer faaliyet alanında veya tedarikçi veya satıcı konumdaki şirketleri, denetim, kalite, pazarı payı büyütme, rekabet avantajı yaratma amaçları ile satın almasını içerir. Dünyada çok yaygın olarak kullanılan bu iki tekniğin ülkemizde ise son yıllarda zaman zaman örnekleri görülmeye başladı.
Kaynak: Ekonomist Gazetesi /kobifinans
Doğru Finansman İle Sağlıklı Büyüme
23 Ocak 2008 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder